18- Plan

643 45 18
                                    

Yemekte gecen dakikalar ölüm gibiydi. Zar zor bitirdiğim yemegi onlar lokma lokma yutarken kadının bakıslarını üstümde hissediyordum.

Basımı kaldırıp gözlerinin tam icine baktım. "Madam, bir sorun mu var?" Sakince suyumu ictim. Sasırıp basını iki yöne salladı ve önüne döndü. Ben kazandım.

"Nerede yatacagınızı sorun." dedi Oscar kulagıma. Sabır dileyip Damian'in suratina baktim. Kibarligindan ödün vermiyordu İstanbul beyefendisi.

"Damian, ben nerede kalacağım?" dedigimde mendiliyle agzımı silip elini masaya koydu. "Efendim demeyecek miydin?" diye sordu. Gülümseye calısarak; "O kadar resmi olmaya ne gerek var? Biz bizeyiz." dedim.

Madamın yedigi yemek bogazında kalıyordu. Ne oluyor bu asaglık evde.

"Yanlıs anlamayın, ailem gibisiniz." Bunlari ailem görecegime cellata baba derdim. İstifimi bozmadan Damian'a bakıyordum.

"Benim odamın hemen yanı oda." dedi. Gülümsedim. Tabagım sonunda bitiyordu. Mendille dudaklarımı silip bıraktım. "Afiyet olsun." Masadan kalkıp yürümeye basladım.

Yukarı kata cıkıp kulaklıgıma dokundum. "Damian'in odası nerede?" Oscar cok gecmeden cevap verdi. "Koridorda ücüncü oda calısma odası, tam karsısı sizin odanız. Yan oda ise kendi odası." Aklım karısmıstı.

"Daha düzgün anlatabilirdin. " dedim. Derin bir nefes aldı. Cocugu bir günde isyankar yapmıstık. "Calısma odası koridorda ücüncü oda. Hemen yani kendi odası. Senin odan ise calısma odasının karsısı." dedi.

Sinsice gülümsedim. "Anlamıştım ki zaten."

Oscar'ın suratını hayal edebiliyordum. Büyük ihtimalle icinden nereden bulastım ben bu salaklara diyordu.

Gülümseyerek calısma odasının kapısını acmaya calıstım. Ama kilitliydi. "Kilitli bu kapı." dedim. Yanaklarımı doldurarak nefesimi dısarıya üfledim.

Allah Allah ciddi misin oglum?..

"Ne susuyorsunuz ya? Cevap versenize. Açıl susam açıl mı diyeyim?" derken koridorda yanıma gelen kadını farketmemistim. Elinde carsaflar bana garip garip bakıyordu.

Yüzüm kızardı. Deli durumuna düsmüstüm simdi de. Cok güzel cok. "Kendi kendime konusmuyorum, yani evet kendimle konusuyorum ama sandığın gibi degil aslında-" Durdum. Daha da kötü duruma düsüyordum.

Hemen arkamdaki odayı acıp carsaflari hizlica yerine yerlestirmeye basladı. "Ben, ben.. Ben.. Ben alıstırma yapıyordum. Evet. Sey efendi'nin karsısına kekeleyerek cikmamak icin. Lütfen kimseye söyleme rezil olurum." diyebildim kadına.

Öylece durup bana baktıktan sonra kıkırdadı. Basını asagı yukarı sallayıp odadan cıktı. Derin bir sessizlikten sonra sinirle beni dinleyen iki salaga döndüm.

"Sizinle işe koyulanda kabahat! Ama şu bir bitsin yüzümü göremeyeceksiniz." Oscar icin cok ta aman aman bir durum degildi. Yüzümü görmese de olurdu. Bunu aslında Ömer için söyledigimi hepimiz biliyorduk.

"Kapının anahtari buyuk ihtimal odada saklı. Diger odanın da anahtari efendi de." dedi  Oscar uzun bir sessizlikten sonra bogazını temizleyip.

"Ona da yarın bakarız. Bugün artık cok yoruldum." dedim ve kulaklıkta baglantımı kestim. Odadaki gardıroba ilerleyip kapaklarını actım. İci bombostu. Ne giyeceğim pestemal mi diyen ic sesimi susturup yataga oturdum.

Sürekli tayini cikan ögretmenin kızı gibiydim. Oradan oraya sürükleniyordum. Hic mutlu degildim. Onun yanında oldugum anlar haric. Onunlayken tamamlanmıs gibiydim ama, beni bu asagılık adama verdiginde her sey bitti.

bodrumun beş katı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin