İyi okumalar...
Firavun'un sorusuyla babam yerinde kalakaldı. Bense başımı önüme eğmiş gelecek cevabı bekliyordum.
"Efendim saygısızlık etmek istemem fakat bu sorunuzun cevabını ben veremem." dedi babam çekinerek.
"Kim verecek öyleyse?" dediğinde koluma dokunan elle babama döndüm.
"Cevabını verecek kişi zaten burada. Firavun'a cevap verecek olan sensin kızım." dediğinde utançla kızarmıştım.
"Ama baba bu nasıl olur?" dedim fısıltıyla.
"Cevap alacağım kişi sensin öyleyse sana sormalıyım genç hanım Menefer. Benim eşim olmayı kabul ediyor musun?" diye sorup elini uzatan Firavun tek kaşını kaldırmıştı.
Yüreğim çarpıntıya tutulmuş gümbürderken ne diyeceğimi bilemedim.
"Efendimiz nasıl emrederlerse öyle olsun." dedim kaçamak cevap verirken.
"Benim emrimle değil senin isteğinle olacak ne diyorsun?" dediğinde başımı önüme eğerken utançla aklıma gelen sahneyi düşünmüştüm.
Boynumda kalp şeklinde ki taşa gitti elim istemsizce. Bana bunu veren yaşlı kadın aşkı da beraberinde getireceğini söylemişti. Peki Firavun benim aşkım olabilir miydi?
Duygusal olarak bakmak istesem de şu an da buna hakkım yoktu. Hakkımda çıkan dedikodulardan bir haber olsaydım bu teklifi reddetmek isteyebilirdim. Fakat düşününce ailem ve kendi itibarım için en doğrusunun bu evliliği kabul etmek olduğunun bilincindeydim.
Gözlerimi daldığım yerden çekerek Firavun'un kara gözlerine çevirdim."Efendimizin eşi olmayı kabul ediyorum." dediğimde salonda yükselen Firavun'un ismiyle halk evliliğimizi kutluyordu.
Firavun'un havada kalan eline çekinerek elimi bırakırken gözlerim arkada bizi seyreden kraliçelerle çarpıştı bir an da. Kraliçe Nefertari'nin gözlerindeki hissizlik beni ürkütüyordu. Beni onlardan ayıransa Firavun olmuştu. Beni kendi yanına çekerken elimi bırakmamıştı. Elimi havaya kaldırırken halka takdim ediyordu beni.
"Hakkında asılsız iddialarda bulunduğunuz kadın artık benim eşimdir. Ona ve ailesine dürüstlük ve şeref üzerine verdiğim hediyem budur." dediğinde kendimi kötü hissetmiştim.
Benim adımı ve ailemin şerefini korumak adına yapılan bu davranış nedense kalbimde bir yerleri yaralıyordu. Babam ve annem gözleri dolu dolu olmuş beni izlerken yüzlerindeki gururla bende tebessüm etmiştim.
"Kötü günleri unutmak adına sarayda ve şehirin dört bir yanında evliliğim için şenlikler ve törenler yapılacak. Bu kıtlık günlerinde evliliğimiz ülkeyi kutsasın. Yağmur ve bereketini getirsin." diyen Firavun'la halkı yere kapanmıştı. Onun önünde diz çökenlere bakarken ben dimdik ayakta duruyordum. İşte kraliyetin en büyük gücü ve ayrıcalığı buydu.
Firavunsan senle beraber etrafında olan herkes güçlüdür...*************
Günlerimiz düğün alayı için hazırlanmakla geçerken mutsuz hissediyordum. Hayalimdeki gibi olmayan her şey beni üzüyordu. Gideceğim yuvada sevdiğim bir eş yoktu. Sürekli yanında olabileceğim biri değildi. Yanındayken hâl ve hareketlerime dikkat etmek zorundaydım. Sadece onun yanındaykende değildi. Ben artık onun eşi ve kadını sayılırken yaptığım en ufak hatada hakkımda çıkacak sayısız dedikoduya engel olamazdım.
Başımda pervane olan kadınlar artık midemi bulandırmaya başlamıştı.
Bu gün Firavun'un askerleri beni sarayımdan alıp tapınağa götüreceklerdi. Evliliğimiz tanrıların huzurunda yapıldıktan sonra büyük saraya gidecektim. Bir daha dönmemek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Çiçeği
Ficción históricaUyarı: Kitap tamamen tarihi yansıtmıyor bir kısmı benim hayal ürünüm. ******* O hepimizin efendisi aşağı ve yukarı Mısır'ın sahibiydi. Diz çöktüm önünde... Başka şansım var mıydı? Koca semaya bakıp içimden geçenleri haykırmak istesem de sessiz kalmı...