17.Bölüm

613 63 16
                                    

İyi okumalar

Menefer

Sabır çok erdemli bir davranış biçimi olsada sanırım gebeliğim boyunca sahip olamayacağım değerlerin başında yer edecekti.
Karşımdaki herhangi bir adam değildi halkı onu tanrılaştırmıştı. Tüm ülkenin tek hakimiydi. Firavun Thutmosis benim eşimdi ve bazen gerçekten çekilmez bir adam olabiliyordu.

"Yapmak istediğim bir takım şeyler var bu yüzden bana izin vermelisin Thutmosis." saatlerdir amansız bir kavganın içine girmiştik.

"Neden Vezir Kefu'nun sarayına gitmek için bu kadar ısrar ediyorsun anlamıyorum." başını gömdüğü kağıtlardan kafasını kaldırmadan büyük bir sabırla bana cevap vermesine ayrı ayrı sinir olmaya başlamıştım.

"Onda benim olmasını istediğim bir şey var." dediğimde kafasını kaldırmıştı.
Kaşlarını çatarken anlamaz şekilde bana baktı.

"Onun vereceği ama benim sana veremeyeceğim ne olabilir?" dediğinde oflamıştım.

"Köle Taita,onu istiyorum sevgilim."  şımarık bir Kraliçe gibi hissetmiştim kendimi birden. Ama öyle olmadığını biliyorum. Belkide öyleydim bilmiyorum.

"Neden?"  dediğinde sinsice gülümsedim.

"Onun bir köleden daha fazlası olduğunu sende gördün. Bu adamı yanımıza çekmeliyiz Thutmosis.  Zekası ve bulduğu tüm icatlar o salak Vezir'in adıyla anılmak yerine senin adınla anılmalı." gözleri beni tanımaz gibi bakmıştı bir an için olsun.

"Bu kadarının olacağını bende tahmin etmiyordum." kendi kendine konuşurken neyden bahsettiğini anlamadım.

"Menefer neden sadece bebeğimizin sağlığıyla ilgilenmiyorsun. Bu gibi işlerle ben zaten ilgileniyorum." huzursuz olmuştum bu sözlerine.

"Beni başından savmak mı istiyorsun?" Kaşları çatılırken yerinden kalkmıştı.

"Bu ne saçmalık tabiki de böyle bir amacım yok. Sadece kendini yormanı istemiyorum. Bebeğimizi sağlıkla hayata getirmenden başka bir derdim yok." hafif yükselen sesiyle bile incinirken gözlerim dolmuştu.

"Ben sadece iyiliğimizi istiyordum..."buruk çıkan sesimle gözlerini bir süre yukarıya kaldırıp derin nefes almıştı.
Yanıma geldikten sonra alnımdan öpüp geriye çekilmişti.

"Neyi neden yaptığını görüyorum ve biliyorum. Sadece şuan doğru zamanı değil güzel kadınım. Kendini yormanı istemiyorum." tatlı tatlı gülümserken son kozuma gelmiştim.

"O zaman bir anlaşma yapacağız. Köle Taita'yı bugün gidip efendisinden alacağım. Sende buna izin vereceksin. Bende bundan sonraki süreçte bebeğimiz doğana kadar uslu bir Kraliçe olacağım. Bence mükemmel bir teklif. Ne dersin?" hâlime gülmekten kendini alamadı bir süre.

"Peki madem sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Yeter ki siz mutlu olun. Fakat bu son! Bir daha kendini böyle meseleler için yormayacaksın ve üzmeyeceksin. Anlaştık mı?" asla öyle olmayacağımı bildiğim için başımı sallasam da kıkırdamıştım. En az o da benim kadar biliyordu asla uslu durmayacağımı.

"Ausar'ı haber edeceğim. Dilediğin vakit seni güvenle Kefu'nun sarayın götürecektir. Dikkat çekmemeye çalış olur mu?" şefkatli sesiyle gülümserken aklıma gelen detayla hafif kızarmıştım.

"Bir şey daha istemek zorundayım." kaşını kaldırırken hemen ellerimi sallamıştım telaşla.

"Kötü bir şey istemiyorum. Sadece altına ihtiyacım var." dediğim anda kahkahalarla gülmeye başladı.

"Ülkenin en zengin kadınısın ve benden altın mı istiyorsun?" dediğinde kaşlarım çatılmıştı.

"Nasıl yani?" bildiğim bir servetim yoktu.

Çöl ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin