4

2.9K 231 48
                                    

Yağan yağmurun damlaları geniş balkonun zeminini ıslatıp tok sesler çıkarıyor aynı zamanda da balkonun demirlerine yakın bir şekilde oturan esmeri ıslatıyordu. Esmer ise ıslanmayı umursamadan kaçıncı olduğunu bilmediği sigarasından bir nefes çekti.

Sigarayı tuttuğu parmakları dumandan dolayı hafif yansa da umursamıyordu. Kendi eseriydi ve kendince hakettiğini düşünüyordu.

Gündüz vakti gördüklerinin acısını eve gelince kendinden çıkarmıştı. Evin altını üstüne getirip holdeki aynaya defalarca vurmuştu. Bunun sebebi bir sinir kriziydi ama siniri kendine olduğu için görmeye tahammül edememişti. Şuan ise ellerine batan cam parçalarını umursamadan sigarasını içiyordu. Yağmur her ne kadar fırsatını bulduğunda sigarasına damlayıp söndürse de esmer pes etmeyip yenisini yakıyordu.

Dışarıdan bakan biri onu kazadan çıkmış ama sakinleşmiş bir adam olarak görebilirdi. Öyle değildi kesinlikle. Sakinliği sadece dış görünüşü içindi. İçinde hala her an patlayacak bir volkan yatıyordu.

Saatlerce oturduğu yerde günlerce oturabilirdi. Tabi arkadaşının sesini duymasaydı.

"Taehyung!" diye endişeyle yanına koşan arkadaşına tepkisizce baktı. Yağmurun sesinden geldiğini duymamış olmalıydı.

"Ne oldu burda böyle? Hem, hem sen neden yağmur-- Tanrım!"

Hoseok, arkadaşının elini yeni farketmiş ve büyük bir dehşetle kanlı ellere dokunmaya çalışmıştı ama canı yanar korkusuyla dokunamamıştı.

Eve geldiği gibi gördüğü manzara onu korkutmuştu ama şuan arkadaşının elleri onu daha da korkutuyordu.

"H-hemen, hemen hastaneye gidelim. Kan kaybediyorsun ve, ve Tanrım!"

Esmer arkadaşının endişesine anlam veremedi. Onu kaldırma çabasını görmezden gelip kafasını şiddetini arttıran yağmura çevirdi.

"Taehyung hadi! Kalk, hastaneye gitmemiz gerekiyor."

Taehyung arkadaşını dinlemedi. Oturmaya devam etti ve tepkisizce yağan yağmuru izledi. Elindeki sigarayı unutmuş gibiydi belli ki, çünkü sigara ellerinden kayıp ıslak zemine düşerek sönmüştü.

"Hyung..." dedi kısık sesiyle. Beyaz saçlı ise arkadaşının sesi ile telaş içinde olan hareketlerini durdurdu ve ona baktı. "Taehyung..." dedi o da kısık bir sesle.

"Neden?" diye soru yöneltti esmer. Hoseok ise sorusunu anlamadığı için sessiz kaldı ama devam eden arkadaşı anlamıştı. "Neden endişelisin ki? Ben bunu hakettim zaten. Hatta daha fazlasını hakediyorum..."

Beyaz saçlı duyduklarına karşı kaşlarını çattı ve sesini kontrol edemeden "Ne saçmalıyorsun sen Taehyung?!" diye çıkıştı arkadaşına. Taehyung ise ifadesiz bakan gözlerini Hoseok'a çevirdi.

Kısa bir an aralarında garip sayılabilecek bir bakışma geçti iki arkadaşın. Sonra ise esmerin ifadesizliği yavaş yavaş kayboldu ve gözlerine biriken yaşlarla "Hyung..." dedi çatlayan sesiyle. Beyaz saçlı olan arkadaşının bu haline hala anlam veremese de karşısında bu şekilde durması yüreğini burktu.

"Sana sürekli bahsettiğim biri vardı hani? Hatırlıyor musun?" diye titreyen sesini umursamadan konuşan esmere karşı gülümseyerek elini arkadaşının yanağına koydu.

"Hiç unutur muyum? Benim yurt dışında olmamı fırsat bilerek gönlünü kaptırdığın çocuğu nasıl unuturum?" diye yatıştırıcı sesiyle konuştu Hoseok. Her ne kadar hikayenin kötü yanını bilse de arkadaşı neresini anlatırsa ona göre tepki verecekti. Üniversiteyi yurtdışında okuduğu için zamanında arkadaşına destek olamamış ve o anlattığı kişiyi hiç tanıyamamıştı ama şimdi yanındaydı ve her zaman ona destek olacaktı.

Only Then | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin