9

2.1K 188 44
                                    

Bazı insanlar kötü anılarından, korkularından kaçar ve bir daha onlarla asla yüzleşmeyecek şekilde yaşardı. Jeon Jeongguk, hiçbir zaman o insanlardan olmamıştı. Korkularının her zaman üstüne gitmiş, kötü anılarını güzelleştirecek bir şeyler arar ve bulurdu ama şuan olan durum çok farklıydı. Hem korkusu hem de kötü anısı bir araya gelmiş, oturduğu masaya doğru adımlıyordu. Yanında ise desteklemek amacıyla elini tuttuğu beyaz saçlı doktoru vardı ve ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu. Yaptığı tek şey masaya yaklaşan bedene ifadesizce bakmaktı. Yüzü ifadesiz olsa da içinde volkanlar patlıyordu ama o yine de ifadesini koruyor, bakışları yerden ayrılmayan esmer bedene bakıyordu.

Siyah saçlı esmer ise içimde heyecanı ve korkusuyla kafasını yerden kaldıramıyor ve öylece bildiği masaya ilerliyordu. Ne olacağını, nasıl konuşacağını, nasıl açıklama yapacağını bilmiyordu. Yaptıkları elinde değildi ama elinde olabilirdi. Bu yüzden her ne kadar sebeplerin arkasına saklanmak istemese de bir açıklama yapmak zorunda olduğunu biliyordu.

Esmer kafasını kaldırmadan göz ucuyla arkadaşına baktı ve onun destekleyen yüzüyle gergince uzun saçlının karşısında bulunan sandalyeye oturdu. Oturduğu gibi yerinde rahatsızca kıpırdandı ve ellerini kucağında birleştirerek onları izlemeye başladı.

Ortamdaki gerici sessizlik bir süre devam ederken garson gelip ne istediklerini sordu. Beyaz saçlı hiç beklemeden kendinin de dahil diğerlerinin siparişlerini verip garsonu gönderdi. Kısa süre içinde siparişler de geldiğinde Hoseok gergin ortamı dağıtmak amaçlı elini uzun saçlıdan çekerek bir kez çırptı. İkilinin bakışları ona dönmemişti ama bunu umursamadı.

"Siparişler geldi! İçin de ağzınız tatlansın." diye neşeyle söylediğinde esmer sessiz kalmış, uzun saçlı ise doktorunu umursamadan konuştu.

"Neden bana bakmıyorsun?" diye sordu esmere karşı. Esmer ise duyduğu soruya karşı parmaklarındaki hareketi durdurdu şaşkınlıkla ama yine de kafasını kaldırmadı. O ince tınıyı o kadar özlemişti ki gözlerine hücum eden yaşları zar zor geri göndermişti.

Uzun saçlı ise tekerlekli sandalyesini iki yanında duran ellerimi masanın üstüne yerleştirerek bedenini hafifçe masaya doğru eğdi. Hoseok ise bu hareketine karşı şaşırsa da sessizce olacakları beklemeye devam etti.

"Hayatımı mahvettin Kim Taehyung..." diye fısıltı gibi olan sesiyle mırıldandığında yanındaki bedeni ve özellikle karşısındaki bedeni dumura uğrattı.

"Şimdi mahvettiğin hayata bakmak istemiyor musun?" kafasını hafifçe yana eğdi ve kaşlarını kaldırarak karşısında kafasını kaldırmadan öylece duran esmere baktı. "Ya da daha fazlasını yapamadığın için utandığından mı bakmıyorsun?"

Esmer eğik olan başıyla duyduklarına karşı gözlerine hücum eden yaşları durduramadı bu sefer. Başını kaldırmak istedi ama yapamadı. Hoseok ise arkadaşının zorlandığını gördüğünde onu yerine konuşmak istedi ama yapamadı.

"Ü-üzgünüm..." dedi esmer ve burnunu hafifçe çekerek yanağından usulca akan yaşı sildi hızlıca.

Uzun saçlı karşısındakinin titreyen sesine karşı sessiz kaldı. Eğdiği bedenini geri çekerek arkasına yaslandı. Masanın üzerindeki ellerini ise sıkıca birbirine kenetledi. Siyah saçlının hali kabul etmek istemese de kalbini ağrıtıyordu. Bu yüzden daha fazla konuşmadı ve esmerin açıklamasını bekledi sessizce.

Taehyung ise her ne kadar zorlansa da başını kaldırdı ve dolu gözleriyle karşısındaki tavşan güzeline baktı. Dudaklarını birbirine bastırarak'Çok güzel...' diye geçirdi içinden. 'Her şeye rağmen çok güzel...'

Only Then | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin