15

1.6K 140 53
                                    

Beyaz renkli dört duvar arasında kalan ikili dakikalardır olduğu gibi hala sessizdi. Yan yana olsalar da kaçamak bakışlardan öteye gidemiyorlardı. Nereden başlayacaklarını, ne konuşacaklarını ve nasıl konuşacaklarını kestiremiyorlardı. Bu da aralarındaki sessizliğe sebep oluyordu.

İkisi de bu sessizlikten rahatsız olsa da biri bile konuşmak için adım atmıyordu. Ortam giderek gerginleştiğinde uzun saçlı daha fazla sessiz kalamadı.

"Kendine zarar vermek?" dedi sorarcasına. En çok merak ettiği ile başlamıştı uzun saçlı olan. Nasıl kendine zarar verebilirsin?

Esmer ise uzun saçlıdan beklemediği kelimeler karşısında ne diyeceğini bilemedi. Bu yüzden bakışları ela gözlerle buluşsa da sessiz kalmaya devam etti ama bu yanındakini rahatsız etti.

Jeongguk ellerini sandalyesinin tekerlerine koyarak ilerledi ve esmerin tam karşısına geçerek kahverengi gözlere daha net baktı.

"Bana verdiğin sözler ben gittikten sonra senin için önemini yitirmiş sanırım." diyerek kaşlarını hafifçe çattı. Esmer ise duyduklarına karşı telaşla "Hayır!" dedi aniden. Bu söylemi uzun saçlının kaşlarının daha çok çatılmasına sebep oldu.

"O zaman Hoseok'un dedikleri ne demek Taehyung?" diye sordu sakin çıkarmaya çalıştığı sesiyle.

"Elimde değildi..." dedi sessiz bir mırıltıyla esmer ve daha fazla kendisine kızgın bir şekilde bakan ela gözlere bakamayarak bakışlarını kucağına indirdi.

Uzun saçlı bir elini ensesine uzanan saçlarına atarak karıştırdı. Gergin olduğu zaman hep bunu yapardı ve şuan gergindi. Biraz da sinirli.

"Bileğindeki kesikler için de aynı şeyi söylemiştin zamanında."

Esmer başını eğdi. Gözlerini kapatarak derin nefes alıp verdi. Böyle bir konuşma gerçekleştirmek istemiyordu şuan için ama karşısında kendisine kızsa da onunla konuşan tavşan güzelini susturmak istemiyordu.

"Kendine olan saygısızlığını bıraktın sanıyordum." diye omuzlarını düşürerek konuşan uzun saçlıya karşı gözlerini açtı ve tekrar bakışların birbirini bulmasına izin verdi.

"Kendime olan saygısızlığımı sen yanımdayken bırakmıştım Jeongguk."

Esmerin kurduğu cümle uzun saçlının bir an duraksamasına sebep oldu. Çatık kaşları gevşemiş ve dudaklarını birbirine bastırarak küçük çukurlarının ortaya çıkmasını sağlamıştı. Taehyung'un kahverengi gözleri oluşan çukurlara takıldı. Eskiden ne çok öperdi o küçük çukurları.

"Seni kendimden uzaklaştıran bendim. Senin bu halde olmanın sebebi de benim. Her şeyin sebebi benim Jeongguk. Hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam mı etseydim?" diye konuşarak gözlerini bir an bile ela gözlerden ayırmadı.

"Kendine zarar vermen gerekmiyordu Taehyung." diyerek kendinden emin duruşunu takındı yine uzun saçlı.

"Jeongguk..." dedi esmer sızlanırcasına. "Ben sen olmadan yaşayan bir ölüden farksızım. Senden önce o adamın hasta düşünceleri ve bir itaatkardan farksız olan kadın beni bunaltıyordu. İkisinin bencilliğine katlanamıyordum. Bu yüzden bu dünyadan gitmek istedim ama başaramadım. Başaramadığımda Tanrı'ya ne kadar yalvardım bilemezsin. Beni dünyadan koparmıyorsa bana tutunacak dal göndermesi için çok yalvardım Jeongguk. Sonra sen geldin. Hayatımın tam ortasına taht kurdun ve ben Tanrı'ya ilk defa teşekkür ettim Jeongguk. Beni uzun yıllar bekletse de seni bana gönderdiği için teşekkür ettim."

Esmer başını tavana çevirerek gözlerine hücum eden yaşları geri göndermeye çalışsa da ondan izinsiz bir damla süzülmüştü. Bu yüzden de tekrar ela gözlere bakmak yerine pencereden görünen masmavi gökyüzüne çevirdi yüzünü. Uzun saçlının sessizliği onu tedirgin ediyor ama korkusundan dolayı yüzüne bakamıyordu. Ya bana acıyarak bakıyorsa?

Only Then | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin