Only Then | TAEKOOK

2

- 16.05.2022 -

Yakılan çakmak ve ucu tutuşturulan bir dal sigara...

Gecenin karanlığında dağılan gri dumanlar ne kadar güzel gözükse de bir o kadar zarar vericiydi. Özellikle kalın dudaklarının arasında ev sahipliği yaptığı kişi için ama bu bir şeyi değiştirmiyordu. Çünkü dudaklarının arasındaki dalı kemikli parnakları arasına alan beden, bir dal sigaranın zararını umursamayacak kadar zarar görmüştü.

"Yine mi Taehyung?" diyerek geniş balkonun demirlerine yaslanan arkadaşına doğru ilerledi beyaz saçlı genç. Esmer ise yanına yaklaşan bedene karşı tepkisiz kaldı ve elinde dumanı hala tüten daldan gözlerini ayırmadan "Yine." dedi buz gibi sesiyle.

Arkadaşı umursamadı onun bu tavırlarını. Çünkü biliyordu içinin nasıl yandığını. Bu yüzden yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle uzanıp aldı esmer parmaklar arasındaki dalı ve karşısındakinin gözlerinin kendi gözleriyle temas etmesini sağladı.

Esmerin bıkmışlık akan gözlerine rağmen yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan, sigarayı tutan elini havaya kaldırıp kafasını muzip bir şekilde yana eğdi. Bu hareketine karşı esmer genç gözlerini devirerek "Hoseok," dedi bıkmış bir tonda ve eli pantolonunun arka kısmına giderek yeni bir dal çıkardı kendine. "Uğraşma benimle." diyerek çakmağını çıkardı ve dudakları arasına yerleştirdiği sigarayı bir eliyle rüzgara karşı siper ederek yaktı. Bir nefes çekerek dudaklarında yer edinen dalı parmakları arasına aldı ve elinde kalan çakmağı da cebine koyarak dirseklerini demirlere yasladı.

Hoseok, arkadaşının bu tavırlarına daha fazla kayıtsız kalamayarak havada olan elini indirdi umutsuzlukla. Elinde kalan sigarayı ise eğilerek yanlarında bulunan küçük masanın üstündeki küllükte söndürdü. Daha sonra doğrularak onu hiç takmadan karşısındaki gece manzarasını izleyen arkadaşı gibi dirseklerini demirlere yasladı.

"Üç gündür buradasın dostum ve bu üç günde evden dışarı çıkmadın." dedi sitem dolu sesiyle. Esmer olan ise umursamazca "Canım istemedi." dedi ve sigarasından derin bir nefes çekerek yavaşça içindeki dumanı dışarı bıraktı.

"Hadi ama Taehyung! Bulunduğun yer Paris, böyle bir yerde nasıl dışarı çıkmak istemezsin!"

Taehyung, arkadaşının cıvıltılı sesine karşı sigarasından bir nefes çekti. O da bir zamanlar severdi Paris'i ama eskidendi. Artık hiçbir şeye hevesi kalmamıştı şu son beş yılda. Ruhu yorgundu. Bedeni 27 yaşında olabilirdi ama ruhu sanki yüzyıllarca yaşamış gibiydi.

"Yarın toplantı var. Dışarı çıkmış olacağım işte." diye mırıldandı sigarasından bir nefes daha çekerek. Hoseok ise bu cümleye karşı sahte bir tavırla gülerek "Çok şakacısın canım." dedi kinayeyle. Tabi esmer olan onu pek umursamadı ve sigarasını içmeye devam etti.

Hosoek arkadaşının bu tavırlarından dolayı sonunda pes ederek "Ne yaparsan yap." dedi ve içeri girdi. Girmeden önce ise kapı pervazından arkadaşına son bir kez baktı. Onun için üzülüyordu. Omuzlarında büyük bir yük olduğunun biliyordu. Ona yardım da etmek istiyordu ama esmer olan o kadar hırs ve kin ile dolmuştu ki babasına karşı, kimseyi işin içine sokmadan kendi halletmek istiyordu herşeyi. O adama bizzat tek başına dersini verecekti. Ondan aldıklarını ona çok acı bir şekilde ödetecekti.

Hoseok iç çekerek içeri girdiğinde aklından tek bir düşünce vardı. O da bu işin sonunda arkadaşının başına bir şey gelmemesini ummaktı.

---

Hayat ilerledikçe zevkler ve düşünceler değişirdi. Tıpkı boy aynasının karşısında dikilen bedenin de değiştiği gibi.