2 yıl sonra;
Ben, Kim Taehyung.
Hayatımın bir kısmını aile adı altındaki kötü insanlarla geçirmiştim. Pis bir zihne sahip bir baba ve onun elinin altında her şeyi yapan bir anne...
Çocukluğumu mahvetmişlerdi, sesimi çıkarmadım ama neyin ne olduğunu anladığım o zaman çok kez hayatımı sonlandırmak istemiştim. Sayamadığım kez kendimi öldürmeye çalıştım ama başaramadım. Her defasında birileri beni bulurdu.
Eskiden neden izin vermiyorlar derdim ama şimdi iyi ki diyordum, iyi ki ölmeme izin vermediler. Çünkü eğer ölseydim Jeon Jeongguk diye birini tanıyamayacaktım. Bu yüzden iyi ki diyordum.
Evet, ayrı kaldığımız zamanlar oldu. Zor geçirdiğimiz, korkuyla geçirdiğimiz zamanlar oldu. Çoğu zaman ben onun zarar görmemesini istediğim için pes edip ondan uzak kalmak istemiştim ama buna izin vermemişti. İyi ki de izin vermemişti benim güzelim. Her daim benim yanımda olmak istemiş, beni yalnız bırakmamıştı. Ben ise onun dediği, istediği her şeye kabuldüm. Hem yaşam kaynağım dediğim birinden uzak kalmak benim yaptığım en aptalca şey olurdu.
Hani nefes almak nasıl yaşamak ise Jeon Jeongguk da benim için yaşamaktı. Onsuz ölü gibi olduğumu biliyordum. Böyle bir dönem geçirmiş ve bütün benliğimi altüst etmiştim. Onunla olunca ben, bendim işte. Kalbim atıyor, nefes alıyordum onunlayken. Onun acısı benimdi. Onun üzüntüsü benimdi. Onun mutluluğu benimdi. Onun aşkı benimdi...
"Hii!" diyen bir ses ve ardından kırılma sesleri duyduğumda daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Yorulduğum için köşede bulduğum boş bir masanın sandalyesine oturmuştum dinlenmek için ana düşünceler beni içine çekmişti. O kadar içine çekmişti ki duyduğum sesleri birkaç saniye idrak edemedim ama sonra hızlıca tezgahın arkasındaki kapıya koşan Seokjin'i gördüğümde gözlerim kocam açıldı.
Farkındalık ile yerimden hızlıca kalkarak Seokjin'in girdiği mutfağa hızla ilerledim. Etraftaki müşteriler gelen sesle panikleseler de Namjoon'un onlarla ilgilendiğini gördüğümde umursamadan tezgahın arkasındaki kapıdan içeri girdim. Gördüğüm manzara ise endişenin bütün bedenimi kaplamasına sebep olmuştu.
"Jeongguk!" diye endişeyle yerde dizleri üstündeki bedenin yanına çöktüm. "Ne oldu? Bir yerine bir şey oldu mu? Hm?"
Bir elimi güzelimin yanağına yerleştirerek bana bakmasını sağladım. Büzülü dudakalar beni karşıladığında ise "Bebeğim bir yerini mi kestin?" diyerek gözlerimle önce ellerini sonra da bedenini kontrol ettim.
"Hayır, ben iyiyim." diye büzülü dudaklarıyla konuşarak ona bakmamı sağladığında "Neden üzgünsün o zaman güzelim?" diye sordum. Dayanamıyordum dudaklarının büzülmesine. İçim öyle bir gidiyordu ki bütün üzüntüsünü sanki kalbimde hissediyordum.
"Yine bir şeyler kırdım Tae! Sanırım restoran bu gidişle benim yüzümden batacak..." diyen sevgilime karşı yüzümde rahatlamışlığın getirdiği küçük bit tebessüm oluştu. Bunun için mi bu kadar üzülüyordu yani?
"Bebeğim," diyerek diğer elimi de diğer yanağına yerleştirdim ve büzülü dudaklarının daha da ortaya çıkmasını sağladım. Bu görüntü karşısında dayanamayıp hızlı bir öpücük çaldım bal dudaklarından ve gözlerimi çok sevdiğim ela gözlerine çıkardım.
"İstersen burayı başıma yık ama üzülme. Bunlar çok küçük şeyler ve bu kadar küçük şeyler için üzülmen çok saçma." diyerek tekrar küçük bir buse kondurdum dudaklarına.
Ela gözleri gözlerimin içine baktı ve "Ama," diye başladığı cümlesini tekrar dudaklarım ile kestim. Bu sefer kısa tutmadım. Alt dudağını içime çekerek emdim ve karşılık vermeye başladığında dudaklarımın kenarlarının kıvrılmasına engel olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Then | TAEKOOK
Fanfiction"Hayatımı mahvettin Kim Taehyung..." Başlangıç tarihi: 18.07.2022 Bitiş tarihi: 26.11.2022 - Düzyazı -