12

155 18 4
                                    

Tüm gece ağladığım için şişen yüzümü hiçbir fondöten kapatamazdı. Zaten kapatmaya da uğraşmamıştım ve Lenora beni bu halde görmesin diye dersimden bir saat önce okula gitmiştim. Derste yüzümü gören arkadaşlarım soru sorsalar da bahane bulup onları başımdan savmıştım ama Alissa biraz ısrarcı olmuştu. Konuşmaya bile enerjim olmadığı için üstüme gelmemesini rica etmiştim.

Harry beni anonim olarak bile istememişti.

En azından arada ona yazıp yakın hissetmek beni rahatalatıyordu. Şimdi elimde o da yoktu. Üstelik bana seni tanıyorsam bile benden uzak dur demişti. Hestia olarak onla zaten bir samimiyetim yoktu ki, sadece kız kardeşinin en yakın arkadaşıydım. Ondan uzak durmam şüpheli olurdu. Zaten yakın da değildim. İki senedir nasılsam o şekilde devam edecektim. Onu uzaktan izleyip, canımı daha fazla yakacaktım. İlk başta geçici heves olarak gördüğüm bu hisler her geçen gün büyümüştü ve ne yaparsam yapayım onu aklımdan ve kalbimden çıkartamıyordum. Takıntı mıydı ya da gerçekten hoşlantı mıydı bilmiyordum ama tek bildiğim canımın çok yandığıydı.

Onu okulun ilk günü kampüste çimenlerde arkadaşlarıyla otururken görmüştüm. Dikkatimi çeken ilk şey gülüşü olmuştu ve liseden yeni çıkan bir kız olarak güzelliğine hayran kalmıştım.

Lenora ile daha okula gelmeden, İnstagram üzerinden tanışmıştık. Yaz boyunca mesajlaşmış ve çok iyi anlaşmıştık. Abisi olduğunu söylemişti ama fotoğrafını ya da adını bilmiyordum. Abisinin Harry olduğunu bilmiyordum. İkimizde ev aradığımız için ortak eve çıkmaya karar vermiştik. İlk başta ikimizde mesafeliydik ama zamanla ne kadar uyumlu olduğumuzu keşfedip birbirimizin güvenini de kazanmıştık. O partide Harry'yi tekrar görmenin heyecanını yaşarken Lenora beni abisiyle tanıştırmıştı ve o anki şokumu hâlâ hatırlamıyordum. Sürekli Harry'i görmeye başlamış, onun arkadaşlarıyla arkadaş olmuştum. Onlar da benim arkadaşlarımla tanışmıştı ve bir senede büyük bir grubumuz olmuştu. Harry'lerin yaş grubu bizimkinden bir tık büyük olduğundan onların farklı kişilerle takıldığı çok oluyordu ama biz genelde aynıydık. Bir de danstan arkadaşlarım vardı.

"Hestia." Ders sonu duyduğum katı sesle dalgınca dönüp Bayan Darcy'e baktım. Bana parmağını kaldırıp 'gel' işareti yaptığında yutkundum. Sızlayan ayaklarımı oynatarak yanına vardığımda bana her zamanki soğuk ifadesiyle baktı.

"Bugün çok kötüydün." Dedi filtresiz bir şekilde.

"Özür dilerim Bayan Darcy, gece pek uyuyamadım." Dedim yalan söyleyerek. Aslında yalan değildi ama ağlamaktan dolayı gözlerim şiş olduğu için inandırcıydı.

"Mutsuzsun. Dans duygu işidir. Mutsuzluğunu kullan. Yıl sonu gösterisinde seni baş dansçı istiyorum. Sınav haftasında da bana iki dans sunacaksın. Biri solo, biri partnerinle. Koreografi sana ait olacak. Anlaşıldı mı?" Sert sesi beni olduğum yere çivilerken dediklerini idrak etmeye çalıştım. İki dans mı? Herkes partneriyle bir dans sunacaktı. Neden ben solo da sunmak zorundaydım? Ve baş dansçı mı demişti o?

"A-ama efen-"

"Tek kelime edersin seni dersten bırakırım. Şimdiden çalışmaya başla. Bir daha seni dersime ağlayarak gelmiş de istemiyorum." Bana ağzımı açtırmadan arkasını dönüp giden Bayan Darcy'e ağzım açık baktım.

Az önce ne olmuştu?

Boşalan sınıfa bakıp kafamı kaldırıp büyük aynalara baktım.

Derin bir nefes alıp, çantamı yere bıraktım ve aynayaları doğru ilerledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin bir nefes alıp, çantamı yere bıraktım ve aynayaları doğru ilerledim. Ağlamaktan kızarmış gözlerim kanlanmıştı. Çillerim daha da belirgindi ve burnum kızarıktı.

Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım.

Aniden zihnimin derinliklerde dans eden o kız uyandı ve gözlerimi açıp hızla müzik sistemin olduğu yere gittim ve şarkıyı başlattım.

Kulağıma dolan keman ve piyano sesini tüm vücudumda hissettim. Bedenim, benden bağımsız şekilde melodiye uyumlu hareket etmeye başladı. Kollarım kanat çırpmaya hazır bir kuş gibi havalanıp aşağı inerken bacağımı kaldırıp indiriyordum. Havada zıplıyor, yere çöküyor ve zeminle bedenimi buluşturup kendimi ritime bırakıyordum. O an zihnimde sadece keman sesi ve dans eden o kızın nefes sesleri vardı.

Güçlü hissettim, kimse beni yenemez, kalbimi kıramaz gibi hissettim. Benim dünyamda ben eşsizdim. Özeldim. Güzeldim. Dans ruhumu doyuyordu, ihtiyacımdı. Su gibiydi. Su içmezsem ölürdüm. Dans etmezsem ölürdüm.

Bedenim özgürce, sınır tanımadan hareket ediyordu. O an kocaman sınıfta kimse yoktu, okulda kimse yoktu, dünyada kimse yoktu. Sadece ben vardım. Ben ve dansım.

Şarkı o güzel tınısıyla biterken bedenimi sırt üstü yavaşça yere bıraktım ve saçlarımın zemine yayılmasını sağladım. Kollarımı iki yana açarak sanki toprağa teslim olur gibi yere uzanırken şarkı bitti. Müzik sesi kesildi, dansım sonlandı.

Nefes nefese tavana baktığımda göz yaşlarımı yanaklarımda hissettim. Ne zaman ağlamaya başlamıştım hiçbir fikrim yoktu.

"Hestia." Arkamda duyduğum tatlı ses tonuyla göz yaşlarımı fark ettirmemek için hızlıca sildim ve yattığım zeminden doğrulup arkama baktım.

Lenora bana doğru koşarken benim gözlerim, gözlerini bana sabitlemiş Harry'e kaydı.

Ne zamandır buradaydılar?

"Sen harikasın." Hestia kollarını bana sardığında şaşkınlıkla ona geri sarıldım.

"N-ne zamandır burdasınız?" Dedim zorla konuşarak.

"Seni aradım ve açmayınca merak edip geldim. Geldiğimizde dans ediyordun, bölmek istemedik. Zaten bizi fark etmedin. Melek gibi dans ediyordun. Neredeyse ağlayacaktım." Dedi kolları hâlâ bana sarılıyken.

"Neden? Yani- neden geldiniz?" Beynim Harry'nin beni dans ederken gördüğünü durmadan zihnimde yankılatıyordu.

"Abimle San Dieoga'ya gideceğiz. Alışverişe. Sen de ayakkabı almak istiyordun ya. Beraber gidelim diye düşündüm." Demesiyle yutkundum ve Harry'e baktım. Gözlerini yere çevirmişti, kaşları çatıktı ve düşünceli duruyordu. Sanki düşünmek istemiyor gibiydi, gergin gözüküyordu.

"Siz gidin. Benim çalışmam gerekiyor." Dedim anında. Harry ile yakın olmamam lazımdı, en azından birkaç gün kendimi toparlamam lazımdı ve o etrafımdayken bu mümkün değildi.

"Ama beraber alışveriş? Hem Hazzy'e tripli olduğumdan o istediğimizi alı-"

"Başka zaman beraber gideriz. Israr etme lütfen Leni." Dememle yüzü asılmıştı.

"Sende bir şeyler var. Dün de odandan çıkmadın. Bir şey mi oldu?" Hayır Lenora, şimdi sırası değildi. Harry bizi dinliyordu.

"Bayan Darcy biraz tersledi beni. Fazladan yük bindirdi sırtıma. Çalışmam lazım o yüzden. Sorun yok bebeğim, tamam mı? Sen git." Dememle kafasını sallasa da bana yeniden sarıldı.

"Peki, bir şey istiyor musun?" Dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Yok. Teşekkür ederim. Hadi git." Dedim kollarını benden zorla ayırarak. Küçük bir çocuk gibi dudağını büküp kapıdaki Harry'e doğru giderken Harry gözlerini benimle buluşturdu.

"Görüşürüz Hestia." Demişti gözlerime bakarak.

"Görüşürüz." Dedim sadece ve ona bakmayı kestim. İsmini söylemek bana daha kötü hissettirecekti. Aynalara döndüğümde Lenora'nın abisinin beline sarıldığını gördüm. Kapıdan çıkmadan önce Harry kafasını çevirip aynadan gözlerimizi buluşturdu.

Yeşil gözlerinin içi neden bana üzgün bakıyordu?

Kafamı çevirdiğimde onlar da kapıdan çıktı.

Olduğum yere oturup düşünmeye başladım. Dansı ve Harry'i. En yoğun duygularım Harry'e aitti ve o duygular dansımı yönetiyordu. Harry, benim ilhamımdı.

Hestia//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin