1

209 17 10
                                    

Vücudumun her yeri ağrıyordu. Ayak serçe parmağımdan, saçlarıma kadar.

Saçların ağrıması mümkün olsaydı eminim onlar da ağrırdı.

Kendimi yatağa atıp üzerimde ceketim ve kolumda hâlâ çantam olmasını umursamadan gözlerimi kapadım. Dans etmeyi çok seviyordum, neredeyse yürümeye başladığımdan beri dans ediyordum. Hayatım tamamen danstı ama her gün antremanlar ve derslerin yoğunluğundan bazen vücudumu hissedemeyecek hale geliyordum.

Yıllardır hayalim olan okulda, California Üniversitesinde konservatuar bölümdeydim. Tahmin edilebileceği gibi ana branşım danstı. Her türlü dansı severdim, küçükken bale ile başlayan dans serüvenim hip hopa kadar varmış, hiç sınır tanımamıştı. Şimdi ise hocalarım tarafından modern dansa yönlendirilmiş, ilgimi oraya vermiştim. Modern dansta belli bir stil yoktu, bale ile benzerdi ama daha özgürdü. Bale kadar katı değil ama onun kadar zarifti.

"Üstünü değiş de gir şu yatağa, çantan bile kolunda hâlâ ya! Deli edeceksin beni bir gün." Çok sevdiğim cırtlak sesli arkadaşım küçük evimize girer girmez odama gelmiş, yine saçma sapan uykuya dalmamam için kontrol ediyordu.

"Hestia! Sana diyorum."Lakapsız bir şekilde adımı söylemesi sinirlendiğini gösteriyordu.

"Tamam ya." Yataktan zorla da olsa doğrulup kolumdaki çantayı yere attım ve üstümdeki ince ceketi de çıkartıp askılıyla kalarak tekrar yığılacaktım ki çok sevgili arkadaşım Lenora tarafından engellenmiştim.

"Pijamalarını giyin. Yoksa seni soyarım. Sonra sapık diye bağırma." Diyerek o yeşil gözleriyle bana keskin bakışlar attığında oflayıp ayaklandım.

"Sapıksın tabii kızım, ne zaman duştan çıksam odamdasın, giyinirken de izliyorsun ne güzel. Oh, ne güzel." Diye söylenerek üstümdekileri çıkartıp üzerime pijamalarımı giyindiğimde sırıtmaya başlamıştı.

"Fıstık gibisin, bakmayıp ne yapacağım?" Diye laf attı ve ben yatağımın içine girdiğimde yanağıma öpücük koyup üstüme ince yorganı çekti.

"Sana iyi uykular, ben çıkıyorum." Demesiyle gözlerimi kapatmadan ona baktım.

"Nereye? Yeni geldin daha. Saat 8 değil mi?" Dedim eve geldiğim saati düşünerek. Akşam 8'de uyumamım sebebi çok yorgun olmamdı. Genelde bu saatlerde uyuyunca gece kalkıp Lenora ile ya dışarı çıkardık ya da dizi izlerdik.

"Abimin evine gideceğim, bayadır görmüyorum onu. Sen uyanana kadar gelirim Hessy. Dondurma yiyip dizi izleriz." Dediğinde yutkunup kafamı yukarı aşağı salladım.

Lenora odadan çıktığında gözlerimi kapatmak yerine eğilip yerdeki çantamdan telefonumu aldım. Bedenim neredeyse yere yapışacakken kendimi zorla yukarı çekip elimdeki telefonla tekrar yatış pozisyonuna girdim.

Bugün sabah bir cesaretle attığım mesajları diğer hattıma geçerek konrol edecekken gelen bildirimi gördüm.

Mesaj yazmıştı.

Kalbim heyecanla çarparken tüm yorgunluğumu ve uykumu birden unuttum.

Harry Styles anonim olarak yazdığım mesajlara cevap vermişti ve ben şu an sadece bildirime bakıyordum, mesajı okuyamayacak kadar kilitlenmiştim.

Harry Styles üniversitedeki en tanınmış, popüler kişilerden biriydi. Benim üniversitede ikinci senemdi ama o son sınıftı ve benden tam 3 yaş büyüktü. Bölümü mimarlıktı ve oldukça başarılıydı. Özellikle çizim konusundaki yeteneği sanki bu bölümde harcanıyor gibi hissettiriyordu. Ressam olabilecek bir eli vardı.

Elleri zihnimde dolanmaya başladığında kendi kendimi heyecanladırdığım için gözlerimi devirdim.

Harry Styles'a ilk gördüğüm andan beri hayranlık besliyordum. Basit bir hayranlığı da aşmıştı olay, onu iki senedir tanıyordum ve hatta yakınındaydım. Çünkü Harry Styles, benim ev arkadaşım olan Lenora Styles'ın abisiydi.

Hestia//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin