47

269 17 3
                                    

Bunun anın geleceğini bilsem de içimdeki gerginliğe engel olamıyordum. Sorun Harry değildi tabi ki, kendimden şüphelerim vardı ve açıkcası biraz da canım acır mı diye düşünmeden duramıyordum.

Sahilde, deniz kenarında çok büyük olmayan ama tatlı bir otele getirmiştim Harry'i. Oda okyanusa açılıyordu ve harika bir manzarası vardı. Balayı odası gibi süslenmesi bir yana, Harry de heyecanlı gözüküyordu. Odaya girdiğimizden beri ellerini bedenimden ayırmamıştı ama ikimizde hareket etmiyorduk.

"Burası çok güzel. Teşekkür ederim." Harry sonunda sessizliği bozup bedenini benimkine yaslayarak belime sarıldığında kollarımı boynuna sardım. Sarılmayı aklıma gelen şeyle yarıda bırakıp hızlıca çantama doğru koştum ve içinden minik kutuyu çıkartıp arkamda saklayarak Harry'e doğru tekrar ilerledim. Harry kaşlarını çatmış bakarken heyecanla dudağımı ısırarak ona kutuyu uzattım.

"Doğum günün kutlu olsun Harry." Harry'nin gözleri parlarken kocaman gülümsedi ve elimdeki kutuyu almadan tekrar sıkıca bana sarıldı. Ben göğsüne yaslı bir şekilde dururken kolları bana sarılı bir şekilde kutuyu açtı.

Üzerinde ay taşı olan yüzüğü görmesiyle ağzı aralandı.

"Hestia. Bebeğim, bu mükemmel. Çok teşekkür ederim." Yüzüğü kutusundan çıkartıp parmağına geçirdim ve elini tutarak göz hizasına kaldırdım.

"Yakınlaştır ve içine bak." Dememle gözleri şaşkınlıkla açıldı ve taşın olduğu kısmı tek gözüne yaklaştırdı.

Taşın içinde fotoğrafımız vardı. Dışarıdan bakılınca gözükecek bir şey değildi ama iyice gözüne yaklaştırdığında sanki fotoğrafın içindeymişsin gibi hissettiriyordu.

"Ay taşı. Aşk taşı olarak da geçiyor. Benim sana olan aşkımın temsili olarak almak istedim. Kalbimin her zaman senin için atacağını hatırlaman için." Konuşmamla Harry yüzüğe bakmayı bırakıp yüzümü avuçladı ve alnıma bir öpücük bırakıp alınlarımızı yasladı.

"Seni hatırlamama gerek kalmayacak çünkü hep yanında olacağım. Seni asla bırakmam." Dudağımın üzerine fısıldadığı sözler gözlerimi yummamı sağladığında hissettiğim en yoğun duygu huzurdu. Huzur dolmuştum, kafamın içindeki sesler kesilmişti. Sadece o ve ben vardık.

Harry yumuşakça dudaklarımızı buluşturduğunda sanki hislerimizi birbirimize fısıldıyorduk. O kadar duygu dolu, tutkulu bir öpücüktü ki neredeyse ağlamak üzereydim. Kalbim göğüs kafesimi zorlayacak derecede hızlı atıyordu ama canımı acıtmıyordu. Harry'e duyduğum aşk canımı acıtamazdı.

"Hestia." Harry dudaklarıma doğru ismimi öyle bir söylemişti ki gözlerimi aralayamadım. Zihnimde ismim onun sesiyle defalarca yankılandı. İki eliyle de yüzümü sıkıca tutuyordu, yanaklarımı avuçları içine almıştı.

"Ben sana aşık oldum."

Gözlerimi hızla açtığımda Harry'nin tam gözlerimin içine baktığını gördüm. Sözleri çok kısık sesle, fısıldayarak söylese de ruhuma işlediği biliyordu.

Harry Styles, iki senedir platonik olduğum çocuk bana aşık olduğunu söylemişti. Başım aniden döndüğünde ayaklarım beni taşıyamaz halde yere düşecektim ki kollarıyla beni sıkıca sardı. Kucağında beni narince yatağa yatırdığında kendisine de üstümdeki yerini almış, elini saçlarıma götürmüş gülümsüyordu.

"Bayılma sakın." Derken sesi neşeli çıkıyordu. Ben ise donup kalmıştım, gerçekten ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece yüzüne bakıyor, idrak etmeye çalışıyordum. Adını bile bilmediğim duyguları aynı anda hissetmek bünyeme iyi gelmemişti sanırım.

Hestia//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin