"Jamie!" Dizlerim yerde emekler şekilde durmuş ona bağırırken bir kahkaha daha patlattı.
Dört saattir aralıksız dans etmekten mala bağlamıştı sanırım. Hep kusursuz yaptığımız hareketi bu sefer yapamamıştık, daha doğrusu Jamie beni tutamayınca yere düşmüştüm. Yerden doğrulurken karnına bir şaplak atıp elime ter bulaşmasıyla yüzümü buruşturdum. Çıplak karnı terden parlıyordu.
"O nasıl bir düşüştü ya? Pat diye ses çıktı bir baktım kedi gibi dört ayağının üstüne düşmüşsün." Sırıtarak konuşurken ağzımla onu taklit eder gibi yapıp döndüm ve pozisyon aldım.
"Ağzın değil ellerin çalışsın. Düzgün havaya kaldır beni. Geriye doğru belinden kaymak kolay mı sanıyorsun?" Hiç de kolay değildi ama kusursuz yaptığım için dışarıdan öyle gözüküyordu. Eforsuz ve rahat gözükmesi lazımdı zaten.
Gösteri salonunda prova yaptığımızdan dolayı etraf kalabalıktı. Büyük sahnenin üstünde dans edenler, bizim gibi prova yapanlar bir de yorgunluktan kendini yere atmış olanlar vardı. Salondaki koltuklarda da insanlar vardı. Bazıları provaya gelen arkadaşlarken bazıları ise random bir şekilde oturmuş öylece izliyorlardı.
Jamie konuşmayı bırakıp beni belimden tutup havaya kaldırırken kendimi omzundan aşağı geriye doğru atmıştım. Bacakları arasından kayıp, geriye takla atarak parmak ucunda yere bastığımda kalçalarımdan tutup beni kucağına aldı ve tek bacağımı omzuma atarak yan döndürdü. Dansın akrobasi kısmına daha çok çalışıyorduk çünkü en zor kısımları bunlardı.
Ayaklarım yere bastığı sürede arka sıralardan tam bana doğru bakan uzun beden dikkatimi çekti. Büyük salonda arkayı seçmek zordu ama onu nerede görsem tanırdım.
Harry, elindeki büyük çizim çantasıyla ayakta dikilmiş beni izliyordu. Ona baktığımı görünce kafasıyla dışarıyı işaret etti. Kafamı salladım ve o çıkana kadar hareket etmedim.
Dün gece attığı mesajlar aklıma geldiğinde kızarmıştım. Mesajlardan sonra da yapamamı istediği şeyi yapıp biraz da olsa gerginliğimi atmıştım. Onunla bu seviyeye gelip uzak kalmak o kadar zordu ki kalbimi söküp atmam falan lazımdı heralde.
"Bugünlük yeter bence. Yarın görüşürüz olur mu?" Jamie'ye dönüp konuştuğumda elindeki su şişesini kaldırarak kafasını salladı.
"Yeter zaten. Öldüm kızım. Yarın derste görüşürüz, ama akşam provaya kalamam." Demesiyle nedenini bile sormadan kafamı sallayıp hızlı adımlarla sahneden fırlamıştım. Üstümdeki spor tayt ve sporcu sütyeniyle sahnenin arkasındaki kapıdan çıkacaktım ki bir el beni tutup, çekmişti. Ben ne olduğunu anlamadan kulis olarak kullanılan, şu an boş olan odaya sokulduğumda şaşkınca kapıyı kilitleyen Harry'e bakakaldım.
"Sana da selam." Dedim çantasını yere bırakan Harry'e bakarken.
Siktir, çok yakışıklı görünüyordu. Üstünde yarım kollu bol bir siyah gömlek ve altında siyah pantolonu vardı. Bordo rengindeki vansları renk katmıştı ve çok tarz gözüküyordu. Her zamanki gibi. Kafasını çevirip ciddi bir şekilde bana baktığında bacaklarım titreyecek gibi hissettim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
