32

400 27 11
                                    

mor ve ötesi - Bir Derdim Var

Bir yandan saçlarımı yağlarken bir yandan da telefonumun açılmasını bekliyordum.

Çalıyordu ama açılmıyordu.

Birkaç çalıştan sonra da meşgule atıldı. Kaşlarım çatılırken yatağımın üstünde duran telefona baktım öylece.

Komodinin üzerinde duran bakım yağından biraz daha döktüm elime ve saçlarıma sürmeye devam ettim.

O sıra çalan telefonum ile bakışlarım telefonuma indi.

Çise arıyor...

Kaşlarım hafifçe çatılırken yağ olmaması için dik tuttuğum serçe parmağım ile aramayı kabul edip hoparlöre aldım.

"Selam!" dedi Çise. Enerjisi iki yıldan beri asla eksilmemişti.

"Selam," dedim.

"Yanına geliyorum," dedi. "Evde misin?"

Kalbim hızlıca çarpmaya başladı. "Evdeyim ama müsait değilim, dışarıda buluşsak?"

Birkaç hışırtı sesi geldi. "Olur," dedi. Sesi biraz kısıklaşmıştı. "Menekşe'de bekliyorum o zaman?"

"Tamam," dediğimde, "İki saat müsaitleşmen için uygun mu?" dedi.

"Uygun, görüşürüz," dedim. Hızlıca yağlama işlemini bitirip duşa girdim. Kırk beş dakikanın sonunda çıkabildiğimde banyodan çıktığım gibi rahat bir nefes aldım.

Ardından odama gidip hazırladıklarımı giyip saçlarımı kurutmaya başladım. Bir yandan da aynadan aksimi izliyordum.

Uzun, siyah saçlarım vardı, gözlerim de onlara uyum sağlar nitelikte siyaha yakın bir koyuluktaydı. Hafif buğdaya çalan bir tenimin olması da fondöten konusunda şanslı olmamı sağlıyordu.

Kurutma işlemi bittikten sonra toplamadan salık bıraktım saçlarımı. Ardından üstümü giyinip unuttuğum bir şey olmadığına kanaat getirerek çalışma masamın küçük dolabından eldivenlerimi aldım.

Eldivenleri ellerime geçirip dış kapıya ilerlediğim sıra cebimi kontrol ettim. Anahtarı aldıktan sonra kapıyı açtım ve dışarı çıktım.

***

Uzun sürmeyen yolun ardından buluşacağımız yere gelmiştim. İçeriye girip ufak bir göz taramasının ardından Çise'yi bulabildim. Yanına adımlayıp karşısına oturdum.

"Selam," dediğimde sandalyeyi düzelttim. Kaşları hafifçe çatık bir şekilde 'selam' dedi.

"Neden eldiven takıyorsun?" dedi direkt. Bu kadar hızlı bu konuya girmesini beklemiyordum.

"Seviyorum," dedim.

"Yaz ayındayız," dedi anlamazca.

"Olabilir," dedim. "Sadece kışın eldiven takılır diye bir kaide duymadım."

"Destan," dediğinde araya girdim. "Neden gelecektin yanıma?" dedim.

Bu konuyu fazla irdelemesi iyiye gitmiyordu çünkü.

Arkasına yaslanıp ellerini masanın üstünde birleştirdi. Bakışlarımı ellerinden çekip ona baktım.

"Bir şeyler içmek ister misin?" dedi. Başımı iki yana salladım.

"Vaktin yoksa başka bir zaman buluşabiliriz," dedi. "Diken üstünde gibisin."

"Hayır," dedim. "Oldukça rahatım." Büyük bir yalandı.

"Pekâlâ," dedi. "Proje ödevi için eşleşmeler yapmış matematik hocası, gördün mü?"

"Görmedim," dedim kaşlarım çatılırken.

YANMIŞ İÇİNDEN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin