18

249 21 5
                                    

Mabel Matiz - Öyle Kolaysa

Gelip de karşımdaki masasının sandalyesine oturacak olan Zehra Hanım'ı bekliyordum. Ellerimi kucağımda birleştirmişken telefonuma takıldı bakışlarım. Ellerimi ayırıp yandaki küçük tuşa basıp kapattım telefonu.

Tekrar kucağıma bıraktığım sıra kapı açıldı ve Zehra Hanım içeri girdi.

Koltuğuna otururken her zamanki gülümsemesi yüzündeydi. Hep fazla mutlu olduğunu düşünmüştüm. Kıskançlıktan falan değil, yalnızca abartı gibi geliyordu. Bazen yüz asıklığı iyiydi bana kalırsa.

"Nasılsın bakalım?" dedi yerine oturup derin bir nefesi de bıraktıktan sonra.

Gülümsemeye çalıştım. "İyiyim, teşekkürler."

"Takıntılar ne durumda?" dediğinde ellerini masanın üstünde birleştirdi.

"Son birkaç gün içinde küçük bir kriz yaşadım." dedim.

"Nasıl atlattın peki?" dediğinde tekrar o anları hatırladım. Yüzümün belirli yerleri soyulmuştu o sırada. Tırnaklarım çizmişti. Lavabodan çıkmadan önce aynadan kendime bakmıştım ve gördüğüm görüntü perişan olmuş halimdi.

"Akışına bırakabildim sadece," dedim. Çok kötü bir durumdayken psikoloğa gelmiştim en başında.

"Anlattığın olayın üstünden uzun bir süre geçti," dedi. Uzun olabilirdi ama etkisi sürüyordu. Babam ölmeden önce ayarlamıştı bu psikolog olayını. Onun için devam etmiştim ben de.

Sessiz kaldım.

"Destan, pek konuşkan bir kız değilsin," dedi kalemini eline alırken. "Fazla bir şey konuşamıyoruz ama en azından ne durumda olduğunu bana anlatır mısın?"

Yüzüne baktım. "Yazdığınız ilaçları alıyorum." dedim. "Okul hayatımda da çok fazla sıkıntı yaşamıyorum. İyiyim yani."

"Peki," dedi. "Atlatabildin mi anlattığın olayı?"

Dürüstçe, "Hayır," dedim. "Ama aşmaya çalışıyorum." Ona baktım ve ekledim. "Olabildiğince,"

"Pekâlâ," dedi. "İlaçlara devam edelim. Bir sonraki görüşmemizde görüşmek üzere diyelim o zaman."

Ayağa kalkıp yanımdaki koltuğa bıraktığım çantamı omzuma astım. Telefonumu hızlıca cebime atarken odadan çıkıp kapıyı kapattım.

Hastaneden çıkıp okula gitmek üzere bir otobüse bindim.

Bu saatlerde boş olduğundan en arkaya geçip cam kenarı bir koltuğa oturdum. Yanıma çantamı bırakıp başımı cama yaslarken günün başında zihnimde tekrar tekrar canlanan olay geldi yerleşti gözlerimin önüne.

Görüş açım bulanıklaşırken gözlerimi kapattım sıkıca. Bir iki yaş düştü yanağıma, silmedim. Zaten kimse görmüyordu şuan, sorun olmazdı.

Okula yaklaşırken çantamı aldım ve düğmeye basıp indim otobüsten. Demir kapının açılması için bekçi kulübesine ilerliyordum ki beni gören Handan Teyze açtı kapıyı gülümseyerek. Aynı şekilde karşılık verip içeriye girdim. Sınıfın olduğu kata çıkmadan evvel saati kontrol ettim. İkinci dersin bitmesine yarım saat vardı. Ders bitince girerdim, o zamana kadar da kütüphanede test çözebilirdim. Hızlıca kütüphane katına çıktım ve boş bir masa bulup kitaplarımı çıkardım.

***

"Destan burada mı?" diye seslenen biyoloji hocasına karşı elimi kaldırdım.

"Buradayım hocam," dedim. Şükür ki çok üstünde durmadan birkaç saniyelik bir bakışın ardından yoklama defterini doldurmaya devam etti.

YANMIŞ İÇİNDEN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin