5

235 16 1
                                    

Kapı çalındığında ancak kaldırabildim başımı önümdeki notlardan. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi?

Ayaklarımdaki panduflar ile halısız koridora geçtim. Kapının dürbününden baktığımda karşımda asla beklemediğim kişiler vardı.

Ferdi Bey, Ayça, Faruk ve Selçuk Abi'yi karşımda bulmak oldukça şaşırtıcıydı. Burada ne işleri vardı?

"Sürpriz!" diyen Ayça ile donukluğuma bir son verebildim ancak.

"Hoşgeldiniz de," dedim kısıkça. Ferdi Bey söyledi tam da içimden geçen cümleyi.

Bir elini duvara yaslamış ve hafifçe başını eğmişti. "Burada ne işimiz var?"

Selçuk Abi yanıtladı. "Yeni ev ziyareti," dedi.

Faruk, "Ayça Abl-" derken Ayça bana dönük yüzünü ona çevirmeden gülümserken kolu ile dürttü onu.

"İçeri mi geçsek ya?" dediğinde toparlanıp geriye çekildim ve kapıyı biraz daha açtım.

Onlar içeri girerken kapıyı kapatırken üstü beyaz hafif saydam bir şeyle örtülü büyük şeyler olduğunu gördüm kapının önünde. Ne olduğunu az çok tahmin ederken Ayça'nın neden lafı değiştirdiğini de anlamış oldum.

Salona geçtiğimde ortada kendim için bıraktığım tekli minderde Ayça'nın, köşede üst üste duran minderleri alan diğerlerini buldum. Minderleri alıp halısız zemine bıraktılar ve üstüne oturdular. Selçuk Abi, "Bir mahsuru-" derken elimi salladım.

"Yok hayır," dedim. "Oturun." Benim için bıraktıkları mindere oturduğumda Ferdi Bey konuştu.

"Direkt açıklıyorum," dediğinde ona baktım. "Ayça gelip söylediğinde haberimiz oldu bizim bu durumdan. Söylemese her şeyle tek başına baş edecektin."

"Hallediyordum aslında," derken elini kaldırdı.

"Lütfen Destan," dedi. "Yeni bir eve taşınmak, hele ki öğrenci biri için ne kadar zor ben iyi bilirim. Zamanında öğrenciyken ve iki kişi olmamıza rağmen bile zar zor getirebiliyorduk ay sonunu." Hafifçe soluklandı. "Dedik, madem o bir şey söylemiyor biz hediyemizi alıp misafirliğe gidelim."

Ne diyeceğimi bilemeyip yalnızca gülümsedim. "Sağolun ama," dedim. "Gerek yoktu ki, zahmet etmişsiniz."

"Ne zahmeti?" dedi Selçuk Abi. "Olay, sana ev hediyesi almayı aştı çoktan. Ferdi Bey ile en iyi hangimiz kurulum yaparız diye ufak çaplı bir rekabete tutuştuk."

Ferdi Bey ona baktı alayla. "Baştan söyleyeyim Selçuk," dedi. "Hiç şansın yok,"

Selçuk Abi, "Yalnız, en az sizin kadar olduğumu düşünüyorum Ferdi Bey." dediğinde Ferdi Bey güldü.

"İki yıl teknik serviste çalıştım oğlum ben," dediğinde Selçuk Abi, "Faka basmışım." dedi kısa süren bir sessizliğin ardından.

Oturduğum yerden kalktım sessizce. "İçecek bir şeyler getireyim." dediğimde Ayça da oturduğu yerden kalktı.

"Yardım edeyim," derken ceketini düzeltti ve birlikte salondan çıktık.

Mutfağa geçtiğimizde kendime aldığım kahvelerden çıkardım ve prize takılı ısıtıcıya doldurduğum suyun ısınmasını bekledim.

Tezgaha yaslanan Ayça'ya döndüm. "Tamam tamam," dedi. "Söylediğim için kızmış olabilirsin ama kötü bir niyetle yapmadım."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bakma öyle ya," dedi. "Kızdıysan da barıştık artık." Kollarını bana sardı. Ellerimi kaldırıp ben de sarıldım ona.

"Kızmadım ama mahcup oldum," dedim.

"Ay saçmalama ya," dedi Ayça geri çekilirken. "Hem evini de görmüş olduk, ben çok beğendim."

Kaynamaya başlayan ısıtıcının yanına geçtim ve kupalara doldurdum suyu. Kahveleri hallettikten sonra birlikte salona döndük.

***

"İşte bitti," dediler geri çekilirken. "Güle güle kullan."

"Gerçekten çok teşekkür ederim ama," derken lafım bölündü.

"Biliyoruz devamını," dedi Ferdi Bey. "İhtiyacın yoktu, tamam, biz de farkındayız her şeyi halledebilecek güçtesin. Ama bizim amacımız sadece biraz yükünü hafifletmek."

"Evet," dedi Selçuk Abi. "Hem en başında dedik sana," Ellerini beline yerleştirdi. "Bizimkisi eşya kurulumu değil bir nevi yarıştı. Onu da Ferdi Bey kazandı." derken de elini ensesine atıp güldü.

Ferdi Bey de ona katıldı. "Sen de iyisin ama hakkını yemeyeyim,"

"Çok teşekkürler," derken Faruk elini kaldırdı.

"Abla biz kendimizi kötü hissetmeye başlayacağız artık," dedi. Sonra Ayça da ona katılır gibi başını salladı.

"O zaman işimiz bittiğine göre biz ufaktan kaçalım," dediğinde diğerleri de başlarını sallayıp kıpırdanmaya başladılar.

Önden giden Faruk kapıyı açtığında biz de hole çıkmıştık.

"Aa misafirin mi vardı canım?" diyen Burcu Abla'nın sesi bana ulaştığında başımı biraz kaldırıp onu gördüm.

Diğerleri ayakkabılarını giyerken Burcu Abla biraz geri çekilip onlara alan açtı. Kısa sürede işlerini bitirip doğrulduklarında Ayça ile sarıldık ve geriye kalanlarla da vedalaştık. Onlar aşağı inerken Burcu Abla bana doğru bir iki adım attı.

"İyi geceler canım," dedi. Aynı şekilde karşılık verdiğimde onu dinlemeye başladım.

"Boya işine yardım edecek birileri buldum!" dedi heyecanla. "Hem çok yorulmamış olursun, hem de daha çabuk biter. İznin varsa tabii," diye devam ettiğinde ne diyeceğimi bilemedim.

Parıltılı gözlerle "Ne diyorsun?" dediğinde, "Bilmem ki," dedim kısıkça.

"Tamam o zaman düşün taşın kararını bana söylersin," dedi. Başımı salladım. O arkasını dönüp merdivenleri inmeye başlarken kapıyı kapattım. Salona geçip kahve kupalarını toparladım. Biraz mutfakla haşır neşir olduktan sonra odama geçtim.

Ferdi Bey ve diğerlerinin getirdikleri benim gelecek aylarda alacağım beyaz eşyalardı. Ne kadar teşekkür etsem azdı onlara. Eşya işinin büyük bir kısmı halledilmişti bir şekilde ve tam da bu yüzden mahcuptum onlara. Borç olarak ödemeyi teklif etsem kabul etmeyecekleri gün gibi ortada bir gerçekti.

Bir yandan da Burcu Abla'nın teklifi vardı. Kabul etse miydim bilmiyordum. Sınav haftamda rutubetin o dayanılmaz kokusu ile cebelleşmek zor geliyordu. Yakın bir zamanda, tahmini iki hafta sonra, halledecektim aslında boya işini.

Aklımı kurcalayan diğer soruya geçerken masamın üstündeki notlar takıldı gözüme. Başımı iki yana sallayıp toparlanmaya çalıştım. Uzun bir gece oluyordu ve sabaha çok da bir şey kalmamıştı.

***

Burcu Abla'ya teklifini kabul ettiğimi aradan geçen üç günde söylemiştim ve bugün yardıma geleceğini söylediği kişi gelecekti eve. Ortalığı dün biraz toparlayıp alan açmış ve boyaları almıştım.

Bugün ise ikindiden sonra geleceğini söylemişti Burcu Abla. Gelecek olan kişinin de kim olduğunu soramamıştım.

Eve yavaş yavaş yaklaşırken anahtarımı çıkardım. Dış kapıyı açıp ardından kata çıktım ve dairemin kapısını açtım. İçeri girip lavaboya girip hızlıca çıktığımda kenarda duran rulo fırçalar ve boya kutularına takıldı gözlerim. Tam da o sıra kapı çaldığında irkilip birkaç adımda kapıya ulaştım ve kanadı araladım.

Karşımda bulduğum kişi gerçekten şaşırmam için yeterli sebebe sahip biriydi.

Alparslan mıydı gelecek ve bana yardımcı olacak kişi?

***

ay yoruldum ayol, tekrar biz geldikk

YANMIŞ İÇİNDEN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin