15

386 36 18
                                    

Onunla 1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onunla 1. gün

yaralarvebantsızlar: geldim.

yaralarvebantsızlar: neredesin?

Kalbim heyecandan çıkmak üzereyken aniden duracağı için korkuyordum. Hız treni gibi. Önce en yükseğe çıkacak ve sonra aniden duracak diye çok korkuyordum.

Mesajına görüldü atıp bir sağına bir soluna bakıp beni arayan Batın'a baktım. Her zaman gizlendiğim yerden.

Bir adım attım.

İki adım geri çekildim.

Ayaklarım yerden kesilmiş gibi hissediyordum. Yumruklarımı sıktım. Derin bir nefes aldım ve telefonu kapatıp yanına adımlamak için kendimi zorladım.

Telefonuyla uğraşırken muhtemelen bana yeni bir şey yazıyordu. Arkası dönüktü bana.

Son yedi adım.

Altı, beş, dört...

Üç.

İki.

Ve bir.

Omzuna dokundum.

Başını kaldırdı. Bir süre öyle durdu. Zaman durdu, yutkundum. Bana döndü. Her şey ağır çekimde gerçekleşiyordu sanki.

Bana bakıyordu. Gözlerim gözlerine bakıyordu.

Gülümsüyordum. Dudaklarımdaki gülüşle ona meydan okuyordum.

Ellerim titriyordu. İnanamıyordu.

İnanılmazdı.

"Sen..." dedi. Sesi kulaklarımda raks etti, içim titredi.

Gözlerime baktı, yüzüme baktız en çok saçlarımda gezindi bakışları.

"Sen gerçeksin."

Başımı salladım hızlıca.

"Sen de öyle." Fısıldıyorduk. Bu kez bize meydan okuyan dalgaların sesiydi.

Bana dokundu. Okyanus mavisi saçlarıma dokundu. Yüzüme dokundu, ellerimi ellerine aldı. Her bir dokunuşunda yandım, kül oldu bedenim.

Gözlerimi kapadım. Anı içime çektim.

"Bu bir mucize gibi."

"Bu bir mucize."

Gözlerimi açtım. İkimiz de gülümsüyorduk, güneş dudaklarımızda geziniyordu. "Sana sarılabilir miyim?" dedim.

Başını salladı.

Kollarımı kocaman açıp iki yanına sardım. Gözlerimi sıkıca kapadım. Utanmıştım ve çaktırmamaya çalışıyordum. Başım kalbine geliyordu. Kalbi kulaklarımda atıyordu. Boyu uzundu. Epey uzundu, uzaktan göründüğünden.

O da kollarını bana sararken kokusunu içime çektim. Bu kokuyu çok uzun süre içime çekebilmek için Allah'tan biraz daha uzun ömür diledim.

"Keşke şu an bir şarkı çalsa," dedim. Sanki her şey mükemmel değilmiş gibi.

"Bence şu an bir şarkının içindeyiz. Bir şarkıyız. Şarkının melodisiyiz. Sözleriyiz. Mucizevi bir şarkının ta kendisiyiz."

Başımı kaldırdım göğsünden. Gözlerine baktım kollarımı çekmeden. "Mucize gibisin."

"Mucize sensin."

Gülümsedim. "Seni seviyorum."

Gülümsedi. "Seni seviyorum."

Kalbim durmadı. Ama hala en uç noktadaydı. Yaşadığım an zirveydi. Daha iyisi olmazdı. Bundan daha fazla duyguyu yaşayacağım başka bir an olmazdı.

Zirveydi.

Mükemmeldi.

Mucizeydi.

Ayaklarımı yerden kesti. Beni etrafında döndürdü. Deli gibi kıkırdadım. Kahkaha attım.

Belki her şey çok aniydi.

Ama mükemmeldi.

Mucizeydi.

Zirveydi.

Gelip geçenler bize bakarken onları görmedim. Rüzgara dokundum, güneşle konuştum, uçtum; kuştum, içtim, koştum, şarkı söyledim, şarkı oldum, onu çok sevdim, aşık oldum, güldüm, kahkaha attım.

Delirdim.

Çünkü mucizeydi.

Zirveydi.

Mükemmeldi.

Mükemmeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir Kansere Ölmem | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin