25

335 29 13
                                    

Batın'dan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Batın'dan

Açıp içeri girdiğim kapıyı arkamdan kapattım. Yatağının köşesine oturdum. Gülümsüyordu bana. Ama gözleri yorgundu.

Gülümsedim onun gibi, ona. Ama gözlerim yorgundu.

Mor saçlarıyla bana bakıyordu. Ellerim uzandı saçlarına, ama dokunmadım. Yüzünde gezindi ellerim.

Gözünde, yanaklarında, dudaklarında.

Dayanamayıp sarıldım ona. Kokusunu içine çektim. Gözlerimden düşen yaşları o görmeden sildim.

Uzunca bir süre sarılı kaldık. Ellerim saçlarındaydı bu kez. Her ne kadar gizlemeye çalışsa da o da ağlıyordu ve ben bunu biliyordum. Zayıf bedeni sarsılıyordu.

Ağlaması bitene kadar kaldım öyle, ağladığını anlamadım sansın diye.

Beni kendinden çektiğinde "Beni çok korkuttun," diyebildim. Dakikalardır kelimeleri bir araya getirememiştim, sessizlik anlatıyordu zaten her şeyi.

Omuzlarını silkti. Gözleri kızarmıştı. Vücudu bembeyaz olduğu için hemen anlaşılıyordu.

"Özür dilerim."

"Hayır. Asıl ben özür dilerim Vera. Yorgunmuşsun, çok yorgunmuşsun ve ben bunu fark edemedim. Aptalım."

"Hep alışık olduğum bir durumdu. Nereye kadar kaçacaktım ki? Sonunda yenildim."

Ellerini havaya kaldırdı teslim olurcasına.

O minik ellerinde, parmaklarının uçlarında kabloların bağlı olduğu adını bilmediğim birçok alet vardı.

"Yenilmedin. Henüz hayattasın ve biz savaşın sonuna kadar direneceğiz."

"Ben..."

Sustu bir süre, sonra konuştu. "Ben direnemem. Savaşın kendisi benim. Savaş benim kanserim."

Başımı salladım olumsuz anlamda.

"Vera. Sen bu değilsin. Sen savaş ne bilmezsin. Sen barışsın, barışın kendisisin. Herkesi ayakta tutmaya çalışansın. Şimdiye kadar kaç kişiyi yaşattın farkında mısın? Herkesin savaşında kazandın, onları yaşattın ve şimdi kendi savaşında geri mi çekiliyorsun? Yapamazsın. İstesen de yapamazsın çünkü sen her savaşa ellerinde çiçeklerle, yüzünde gülümseme ve gözlerinde umutlarla giriyorsun."

Uykuda olduğu üç gün boyunca onun hakkındaki çoğu şeyi öğrenmiştim. YouTube kanalını, çektiği videoları, yaşattığı insanları ve kendi kurduğu uygulamayı.

Her şeyi bildiğimi anlamıştı.

Annesi ve babası anlatmıştı onu uyuturlarken ve üçümüzün ondan başka kimsesi yoktu.

Dudaklarını büzdü. Gözünden düşen yaşları söylediklerime tebessüm ederek sildi.

"Ah sevgilim, ağlarken bile gülümsüyorsun ve savaşı bu gülümsemeyle kaybedebileceğini mi sanıyorsun?.."

Bir Kansere Ölmem | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin