"Hadi kalk. Dans edelim."
"Ne? Nasıl, burada mı?"
Başını aşağı yukarı salladı evet anlamında. "Hmhı."
"Yaşayalım, dibine kadar yaşayalım. Ve buna dans ederek başlayalım."
"Ciddisin?"
"Ciddiyim." Kendisi ayağa kalkıp ellerine ve dizlerine bulaşan kumları silkeledi. Sonra elini bana uzattı. Tuttum elini, ben de silkeledim üstümü.
Güneş batmıştı. Artık akşamdı. Karanlıktı.
Telefonundan bir şarkı açtı. "Artık şarkımız da var." Gülümsedim. Hayran kalarak baktım ona. Dalgalı ve yumuşak saçlarına dokunmak istedim. Güzel yüzüne ömrüm boyunca bakmak istedim.
Sağ elimi tuttu sol eliyle. Sağ eliyle sol elimi omzuna koydu ve koluyla sardı belimi. "Dans etmeyi bilmiyorum," dedim.
Gülümsedi.
"Ben de bilmiyorum. Ama yine de edelim."
O müziğe ritim uydururken ben de ona ayak uydurmaya çalışıyordum. "Bence çok komik dans ediyoruz. Dışarıdan görseydim katıla katıla gülerdim bize."
Kahkaha attı. Yerimden sıçradım. "Ödümü kopardın."
Muzipçe gülümsedi. Cidden komiktik.
Dans ettik. Dakikalarca durmadık, belki saatlerce.
Yorulduk.
Ama bırakmadık çünkü müzik hiç durmadı.
Dans etmeyi bırakmadık çünkü müzik hiç durmadı.
"Geç oldu," dedi.
"Olsun," dedim. Biraz daha dans ettik.
O, müzik, dans ve gece. İyi geliyordu, hissediyordum. İyi hissetmeyi hissediyordum. Uzun zaman sonra.
Etrafımda döndürdü beni defalarca, başım döndü ama kıkırdadım.
Dön, dans et, kumlarda zıpla, tango, vals, salsa...
Dön, zıpla, karıştır bütün dansları, saçmala, kıkırda, gerekirse ağla. Ama yaşa.
Kaç saat oldu, bilmiyorum.
Dans ettik.
Kumsalda oturduk, güneşi seyrettik.
Güneş battı, dalgaları dinlemeye devam ettik.
Dans ettik, müzik durmadı.
Kumsalda oturduk, hayal kurduk. O an bir ömür yaşadık. Güldük, ağladık, öptük birbirimizi.
Dans ettik.
Müzik bitti.
Dans bitti.
Gitme vaktiydi.
"Gidelim," dedi.
"Koşalım," dedim.
Deli gibi koştuk. Sahilin bir ucundan diğer ucuna koştuk.
"Seni eve bırakayım," dedi. "Olur," dedim.
Evime koştuk. Koşarken yorulduk, durduk kahkaha attık. Bahçesinde çiçekler olan evlerin önünden geçtik. Kopardı bir çiçeği, kulağımın arkasına yerleştirdi. Aldım bir çiçeği, öptüm eline verdim.
Güldük, koştuk, koşarken dans ettik. Müzik dinledik.
Müzik bitti, eve geldik.
Yaşadık. Dolu dolu yaşadık.
Eve geldik beni öptü alnımdan. Dudaklarımdan değil alnımdan. Ben istemeden dokunmadı onlara, ben istemediğim sürece dokunmazdı dudaklarıma.
Öptü alnımdan gülümsedim.
Öptüm gözlerinden uğurladım. Evine uğurladım.
Arkasından el salladım. Giderken ona şarkı söyledim, benim sesimi duymayı bıraktığında bir şarkı açtı. Müzik dinledi, evine gitti.
Evime geçtim. Odama geçtim. Katıla katıla mutlu oldum, mutluluktan ağladım. Allah'ıma dua ettim defalarca, şükrettim. Ağladım mutluluktan, ağladım ağlamaktan.
Etrafımda zıpladım. Delirdim, deliydim. Güldüm, ağladım, kahkaha attım. Deliydim. Güzel delirdim.
Sormayın bir aşka tutuldum. Artık dünyanın en mutlu delisiyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kansere Ölmem | Texting
Teen Fiction"Ah sevgilim, ağlarken bile gülümsüyorsun ve savaşı bu gülümsemeyle kaybedebileceğini mi sanıyorsun?.." - Şimdi bana ölmeden önce yapılacaklar listesi yapın derseniz birkaç şey eklerim belki. Hatta gördüğüm hayatlardan, izlediğim videolardan böyle y...