28

292 27 9
                                    

Taksiden indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taksiden indim. Geldiğim yer trenlerin yola çıktığı başlangıç noktasına biraz uzaktı. Trenler gözüküyordu fakat hemen yanımızda değillerdi.

Vera'nın babası hatrı sayılır bir iş adamı olduğu için trenlerin hareket etmemesi için birkaç saatliğine izin almıştı. Tören süresince kazaya neden olabilecek hiçbir tren gelip geçmeyecekti.

Raylar iç içeydi. Nikahın kıyılacağı yer hazırlanmıştı.

Her yerde rengarenk çiçekler vardı.

Gerçekten çok güzel kokuyordu her yer.

Rengarenk balonlar ve uzaktan gelen klasik bir müzik çalıyordu. Misafirlerin davet edildiği vakte yarım saat vardı henüz fakat insanlar yavaş yavaş akın etmeye başlamıştı.

Raylar, trenler, çiçekler, balonlar ve güneşin batmadan önce kızıla boyadığı gökyüzü çok güzel gözüküyordu.

Her şey tam istediği gibiydi.

Onu gördüm. Biraz uzaktaydı. Neşe saçıyordu etrafındaki insanlara. Gözleri etrafında gezinirken gözlerime değdi, nefesim kesildi.

Bir adım yürüdüm ona.

Bir adım koştu bana.

Bir adım ve bir adım daha.

Ortada buluştuk.

Mavi saçları. Uzun askılı elbise şeklindeki gelinliği. Gözleri. Elleri. Gülüşü. Neşesi.

Nefesimi kesti.

Elimdeki beyaz çiçekleri ona uzattım, elim ayağım tutmuyordu karşısında.

Çiçekleri kucağına alırken "Çok güzeller," dedi. Ardından bakışlarını çiçeklerden çekip bana baktı, "Nasıl olmuşum?" diye sordu. Dilimi yuttum sandım, konuşamadım.

Bir süre afalladım, bocaladım. Güldü bu halime. En sonunda konuşabildim.

"Çok, çok güzel olmuşsun."

Kıkırdadı. Elleri saçlarına gitti, oralarda gezindi. Ne zaman utansa yaptığı hareketti. Ona büyülenmiş gibi bakarken o da bana parlak gözlerle bakıyordu. Bu kez elleri kıvırcık saçlarımda raks etti.

"Sen de öyle," dedi.

Gülümsedim, onu kendi etrafında döndürdüm. Kendime çektim, sarıldım, öptüm, kokladım. Kalbi kalbimde atıyordu sanki. Sanki kalplerimiz bir olmuş beraber dışarı çıkabilmek için çırpınıyordu.

"Cennet gibi kokuyorsun."

"Cennetin kendisisin."

Gözleri gözlerime en yakından bakarken "Sen şimdi benim gelinim misin?" diye sordum.

"Sanırım öyleyim."

Güldük ikimiz de.

Büyülüydü her şey. Büyülü gibiydi. Belki de büyünün kendisiydi. Ne olursa olsun hiç bitmesini istemeyeceğim bir peri masalıydı sanki. Perim karşımdaydı ama masal olmamasını diledim.

Anı onun kokusuyla beraber içime çekerken etrafımızda bir kalabalık oluştu. Islık çaldı biri, bütün dikkatler sanki hiç üzerimizde değilmiş gibi daha fazla çekilmişti üzerimize.

Çoğu elinde telefonla bizi çekiyordu, her anımızı ölümsüzleştireceklerdi anlaşılan.

Birkaç kişi yanımıza geldi. Vera'nın elini tutmuştum bu sırada. Kalabalık içinde birbirimizden güç bulalım diye.

Vera bizim yaşlarımızda bir kızı benimle tanıştırdı. "Sevgilim. Bu Yıldız," dedi. "Çok yakın arkadaşız ama ben de bugün gördüm kendisini."

Gülümsedim. "Hoş geldin," dedim tüm samimiyetimle.

"Evet. İyi ki geldin." Aralarında bir şeyler geçtiği belliydi ama anlayamamıştım.

"Gelmezsem olmazdı. Vera hayatımı kurtardı," dedi ona minnetle bakarken. Ardından bana çevrildi gözleri. "Ona çok iyi bak olur mu, çok mutlu olun. Çok, çok güzelsiniz. Dilerim hayatınız da böyle olur."

"Teşekkür ederiz."

Birkaç kişiyle daha tanıştıktan sonra müstakbel kayınvalidemin yanına geçtik.

"Çok şık ve güzelsiniz," dedim. Gerçekten öyleydi, Vera güzelliğini ondan almıştı.

"Sen de öylesin oğlum. Çok yakışıyorsunuz, korkuyorum nazar değecek."

"Nazar bile bize kıyamaz anne," dedi Vera kıkırdayarak. Elindeki çiçekleri annesine uzattı.

"Dans edelim," dedi.

"Şimdiden yorma kendini Vera."

"Olsun anne, fazla yorulmam. Söz."

Her zamanki gibi belli etmese de korku dolu gözlerle bakıyordu Vera'ya annesi. Üzerine titrediği belliydi hep.

Bana baktı içi rahat etmeyerek. Gözlerimi açıp kapadım onu temin edercesine. "Dikkatli olacağız, merak etmeyin," dedim.

Gelinimin elinden tutup tren raylarına ilerledim.

Bir Kansere Ölmem | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin