JUNGKOOK'S DIARY

2

HELLLOOO

Yeni bölümle geldimmm💜🥺

Bol bol yorum yapın lütfen T-T

İYİ OKUMALARRR

Geç kalmayı bilinç altımda sıkıntı ettiğim için olsa gerek erken uyanmıştım. Zaten normal düzenimde de erken kalkan birisiydim ama bugün çok daha erken kalkmıştım.

Biraz yatakta pinekleyip telefona baktıktan sonra sessizce lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp parmak uçlarımda babamın odasına ilerledim. Hala uyuyordu. Daha okul için beni kaldırmasına fazlaca zaman vardı.

Odama geri dönüp çalışma masama oturdum. Sene sonunda sınava gireceğim için her fırsatta ders çalışıyordum. Sayısalım oldukça iyiydi. Tabii her sayısal öğrencisi gibi fizikle bazı problemlerim vardı.

40 dakikaya yakın test kitapları ile mücadele ettikten sonra oflayarak masamdan kalktım. Hayatım bu şekilde ilerliyordu.

Ne bir aksiyon, ne bir aşk ne de bir drama. Dümdüz bir lise öğrencisiyim ve inan olun bazı günler bu tek düzelik canımı çok sıkıyor.

Çantamı hazırladıktan sonra aşağıya indim ve babam için kahve demlemeye koyuldum. Bu sabah erken kalkıp düzgün bir kahvaltı etse fena olmazdı.

Sofrayı hazırlayıp omlet yaptıktan sonra hızlı adımlarla odasına çıktım ve yatakta sere serpe yatan babamın üstüne atladım.

"HASS- Jungoo, oğlum?"

"Günaydın babiş. Hadi kalk kahvaltı edelim."

Biraz gözlerini kırpıştırdı ve kendine gelmeye çalıştı. Bana sıkıca sarıldı ve ardından yatakta doğruldu.

"Hayırdır oğlum niye bu kadar erken kalktın?"

"Ne bileyim. Kalktım işte. Ders falan çalıştım."

Kafasını salladı, yerden kısa kollusunu alarak üstüne geçirdi ve lavaboya ilerledi. Ben de aşağı inip kahvesini bardağa koydum ve kendime de meyve suyu doldurdum.

Bu sabah fazla iyi bir insan mıyım ne?

"Oooo, oğlum bu ne güzel bir sofra böyle. Ellerine sağlık canım benim."

"Afiyet olsun."

Sessizce kahvaltımızı ettik.

Babam uyandığı zamanlar böyle olurdu belli bir süre dünya ile bağlantı kurmak da zorlanır, etrafa boş boş bakar. Tıpkı şu an olduğu gibi.

Kahvaltıdan sonra ikimiz de hızlı bir şekilde hazırlandık.

Bu zaman diliminde evi, babamın erkeksi parfümünün kokusu ve benim saçlarıma sıktığım keratin spreyinin kokusu sardı.

Okul üniformamın üstüne, Dark dizisindeki oğlanın üzerinde görüp bayıldığım ve babama yalvar yakar aldırdığım sarı yağmurluğumu giydim. Sonbahardayız ve bugün yağmurlu olacağa benziyor.

Odamdan çıkıp aşağıya indim ve ayakkabılarımı giydim. Ayakkabılığın kenarında dikiliyor ve babamı bekliyordum.

Kısaca eve göz attım. Alt katta sadece salon, mutfak ve misafir odası ile ortak tuvalet bulunuyor. Babam mutfağı salona katıp Amerikan mutfağa çevirmeyi düşünüyor böylece misafirlerimiz gelince hiçbir şekilde iletişim kopukluğu yaşamayacağımız. Bence de oldukça mantıklı bir fikir.

Salonumuzu açık renklerle dizayn ettik ve bitkilerle donattık. Babam da ben de yayılarak oturduğumuz için -asla kıçımız üstünde oturmayız, uzanırız- kocaman bir L koltuk aldık.