19

36 6 16
                                    

Çarçabulkyazdım umarım yazım yanlışı yoktur. İyi okumalar

Babam ve Luna yemem için önüme bir şeyler koysa da midem sıkışıp duruyor ve hiçbir şey yiyemiyordum. Bir saat içinde evden çıkacak ve tüm bir koca yıl boyunca hazırlandığım sınava gidecektim. 

Heyecan her yerimi basarken ayaklarımı sallamadan duramıyordum. Evet tüm yıl buna çalışmıştım ama son 2 aydır daha da gerici hissetmeye başlamıştım. 

Bu süre boyunca Luna noona da bize yerleşmişti, bebiş 4ay 1 haftalık olurken nikah işi de doğumdan sonrasına ertelenmişti. Luna noona böyle daha iyi olacağını düşünüyordu.

Açıkçası onunla yaşamak sandığımdan çok daha kolaymış.

"Sorun yok oğlum, heyecan yapma. Sen zaten yeterince çalıştın. Gir sınava bildiklerini yap çık."

"Aynen öyle Jungoo, biz sana güveniyoruz. Sıkma canını."

Hiçbir şey demedim ve sadece kafamı salladım. Gergindim. Biraz olsa da beni rahatlatan tek şey Taehyung ile sınav yerimizin aynı olmasıydı.

Ben onu düşünürken telefonumun sesi mutfağı doldurdu.

"Alo, canım. Kalktın mı?"

"Kalkmaz olur muyum Tae, güneş doğmadan önce uyandım heyecandan."

Bir yandan onunla konuşurken masadan kalktım ve babamla Luna'ya öpücük atıp odama yöneldim.

"Ben de sevgilim ben de. Ama sorun yok yapacağız, değil mi?"

"Evet sevgilim. Çok çalıştık ve hemencecik yapıp halledeceğiz sınavı."

"Evet doğru, biz çıkıyoruz şimdi orada görüşürüz."

"Görüşürüz."

Derin bir nefes aldım ve ceketimi giyip, masamın üzerine bıraktığım belgelerimi alıp tekrardan aşağıya indim.

"Hadi biz çıkalım artık."

Babamlar hareketlenirken ben çoktan ayakkabılarımı giymiştim. İnanın nasıl evden çıktık, nasıl arabaya binip yol aldık hatırlamıyorum bile. 

Sadece bir anda okulun bahçesindeydik ve Taehyunglar ile beraber bekliyorduk.

Babamlar ve Seokjin Hyunglar kendi aralarında konuşsalar dahi biz Taehyung ile sessiz sessiz oturuyorduk.

Sonra vakit geldi, kapılar açıldı ve biz kontrolden geçip içeri girdik. Bir gün içerisinde iki oturum olacaktı. 

Sınıflara ayrılmadan önce Taehyung parmaklarını avuç içime sürttü ve tebessüm edip uzakllaştı. Titreyen ellerim ile sınıfıma ilerledim ve sırama oturdum. 

Kitapçık önüme geldiğinde derin bir nefes aldım ve ilk sayfayı açtım.

***

İkinci oturumda bitip dışarı adımladığımda Taehyung'un kapıda beni beklediğini gördüm. Sessiz sessiz araçlara ilerledik. Sanki omuzlarımdan bir yük kalkmıştı. Yine de hala içimde atamadığım bir gerginlik vardı.

Babamı gördüğüm anda gözlerim dolarken bu salak ruh halini anlamakta inanılmaz zorlanıyordum. Yan bir bakışla Taehyung'a baktığımda onun da gözleri kızarmıştı.

"Jungkook'um" Luna Noonanın sesi ile ağlamaya başlamam bir oldu, kendimi onun kollarına atarken Taehyung'da annesine sarılıp ağlamaya başladı.

"Çocuklar sakin olun. Bitti artık ağlamanıza gerek yok." Başımı sallayarak geriye çekildim. Babam yüzümü elleriyle kuruladı.

"Hadi yemeğe gidelim. Bendensiniz, iki aslan acıkmışlardır değil mi?"

Seokjin hyungun dediği ile güldüm. Arabaya binerken tamamen rahatlamıştım.

***

Yemeklerimizi afiyetle yerken Taehyung ile bu yaz yapacaklarımızı anlatıyorduk.

"Deniz için nereye düşünüyorsunuz? Bir de ne zaman?"

Taehyung bana baktı. "Daha önce Busan'a gittin mi?"

"Hayır ama Jimin oralı, bahsetmişti."

"Oraya gidelim hatta bizimkileri de çağıralım hep beraber takılırız."

"Çok iyi olur, size de uyar mı baba?"

"Uyar tabii."

"Aynen, sen şimdi gez ben doğurunca bebeği hep sana postalayacağım."

Kıkır kıkır gülerken Jasmıne noona lafa girdi. "Aynısı."

"Anne sana ne oluyor yaa aynısı falan. Sen kimi postalayacaksın bana Yeontanı mı?"

Jasmıne noona sakince çatalı yerine bırakırken Seokjin hyunga bir bakış attı Hyungda aynı şekilde ona gülümsediğinde ben tecrübelerime dayanarak birkaç tahminde bulunmaya başlamıştım.

"Tatlım hatırlıyor musun? Babanın istemediği ama senin bana destek çıkman sayesinde kabul ettiği bir şey olmuştu."

Taehyung biraz durdu ve düşündü "Ay evet, ne oldu ayarladınız mı tarihi?" gelen soruyla Jasmıne noona gelen soru ile şaşkınca Tae'ye baktı. O an da devreye Seokjin Hyung girdi "Oğlum biz ne konuştuk sandın o gün?"

"E baba işte siz düğün yapamadınız, annemin içinde hep ukde kaldı. Luna noona yapacak diye tekrardan hevese geldi sen de bana fikrimi sordun. Ben de yapın içinde kalmasın annemin dedim ya."

Seokjin hyung bir kahkaha kopardı. "ALIK."

"Noluyor şu an?" babamın sorusu ile Jasmıne noona konuştu. "Şu oluyor Namjooncuğum, şimdi sizin bebişiniz olacak ya. Ben hep iki çocuk isterdim. Biz Jin ile onu konuşuyorduk, oğlum mevzuyu yanlış anlamış. Canım, annesinin kuzusu abi olacaksın."

Seokjin hyung hala kahkahalar ile gülerken Taehyung kıpkırmızı oldu. Luna noona ve babam kim ailesini tebrik ederken ben de sırıtarak Taehyung'u izliyordum.

"Abi? On sekiz yaşında?"

"Yaşasın, kardeş kardeş büyütürüz." Luna noona sevinçle şakıdı.

"Değil mi? Ben de hep onu düşündüm. Daha iki ay 5 günlük çok heyecanlı."

Seokjin hyung, Taehung'u dürttü "Ne oldu? dondun kaldın."

Taehyung yalandan ellerini havaya kaldırdı "yeey" dünyanın en cansız sesi ile yaptığı tezahürat sonrası önündeki suyu içti.

"Alışırsın alışırsın, Kook'da böyle olmuştu." Babam onun kolunu sıvazlayıp önüne döndüğünde ebeveynler kendi aralarında iki bebiş hakkında konuşmaya daldılar.

Ben ise sevgilime yanaştım ve kulağına fısıldadım.

"Sen çok gülmüştün Kim Taehyung, dedim dönecek bunlar sana diye. Tebrikler taze abi."

Kesinlikle aşırı eğlenceli bir yaz olacak.

Gülme komşuna gelir başına. 

alalım yorumları. 

Cici bakın kendinize

JUNGKOOK'S DIARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin