İyi okumalar kızlar
Tamam size kısaca olanlardan bahsedeceğim. Ve bu sırada yanağıma ve koluma dikiş atılmak üzere olduğunu aklınızda tutun.
Benim kolumun kesildiğini gören Taehyung büyük bir sinirle karşısındaki salağa yumruğu yapıştırdı. Bu her şeyin başlangıcı oldu. Çocuğun arkadaş grubu ve bizim arkadaş grubumuz kavgaya tutuştu. Sayıca karşı taraf fazlaydı ama sarhoş olmasına rağmen Kai oldukça güçlüydü Taehyung'da öyle tabii hesap edemediğimiz şey karşı tarafın elinde cam kırıkları olmasıydı.
Ağır yaralar almadık, ben hariç. Kolum için baya dikiş atılıyor şu an. Ama küçük sıyrılmalarla atlattık tüm bu hır gürde Bahiyyih polisi aramayı akıl etti. Polis bizi merkeze götürdü bu süreçte yalap şap yaralarımız sarıldı. Aramızda tek reşit Yoongi idi. Yani biz hem yasak olmasına rağmen alkol almıştık hemde kavga etmiştik.
Karşı tarafta aynı şekildeydi ifadelerimiz alındı. Laf atma dedik konun asıl sebebini söylemedik. Onların aileleri geldi ve çıkmaları için gereken işlemeler yapıldı. Bizimkilerin gelmesi biraz sürdü, bu süre boyunca bizi ilk bir nezarethaneye aldılar.
Kai ve Yugyeom, Bahiyyih tek kaldığı için polis memurlarına yalvardılar. En son Taehyung ben hiç iyi değilim hepimizin yaraları hala kanıyor dediği için hastaneye sevk edildik.
Şu anda bana dikiş atılıyor, Taehyung yan sedyemde uzanıyor, tansiyonu düştüğü için pansumandan sonra ona serum taktılar. Kai'nin midesi yıkandı, Jimin babam çok kızacak diye ağladığı için Yoongi bir yandan onu teselli ediyor bir yandan pansuman oluyor, Yugi ve Bahiyyih bir sedyede yan yana sessizce oturuyorlardı.
"Çok acıdı mı?"
Hemşirenin sorusu ile kafamı iki yana salladım.
"Hiçbir şey babamın siniri kadar acıtamaz."
Hemşire güldü. "Serserilik yapmadan önce düşünmeliydin."
"Ben serseri değilim."
"Eminim değilsindir. Uzanmanı tavsiye ederim, uzun bir gece olmuşa benziyor."
Teşekkür edip, uzandım. Biraz gözlerimi dinlendirsem iyi olurdu. Bir süre sonra gözlerimi açmam gerektiğini hissettim. Keşke açmasaydım böylelikle başımda canavar gibi dikilen babamı görmezdim.
"Babam."
"Jungkook."
Direkt doğruldum. Odaya göz attığımda herkes sus pus olmuş ebeveynine bakıyordu. Taehyung hariç Seokjin amcayı görememiştim. Sevgilimde şaşırmıştı bu duruma.
"Taehyung, baban anneni endişelendirmemek için gelemedi benden seni almamı ve azarlamamı rica etti. Malum annen hamile ve stresten uzak olmalı, sen ise şu an bir stres topusun."
Taehyung, sessizce kafasını salladı. Jimin'in babası sinirden kıpkırmızı olmuştu bir yandan hemşireye sorular soruyor bir yandan da sinirle oğluna bakıyordu.
Yoongi'nin babasını ilk kez görüyordum, Yoongi gibi sakin ve kendinden emin duruyordu belki sinirli olmayan tek ebeveyn oydu şu an.
Kailer ise en gürültülü olanlarımızdı. Annesi ve babası ayrı olmasına rağmen ikisi de gelmiş ve endişe ile ikiliyi soru yağmuruna tutuyorlardı. Yugyeom ise babası ile fısır fısır konuşuyor durumu açıklamaya çalışıyordu, bir ara babasının senin kafan niye kırmızı dediğini duydum.
Polis ebeveynlere kağıt işlemlerini hallettirdi.
Taehyung'un işlemleri biraz uzun sürdü ara ara Seokjin hyungu aradılar. Hastaneden ilk ayrılan Hueningler oldu. Yoongi ve Jimin'in ailesi beraber çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUNGKOOK'S DIARY
FanfictionMerhaba Ben Jungkook, yakın bir zamanda babamla Amerika'dan Kore'ye taşındık. klasik bir lise son sınıf öğrencisiyim. Ha bir de galiba babamın iş ortağının oğluna fena vuruldum.