AŞŞIRI KAOTİK VE AŞŞIRI EĞLENCELİ BİR BÖLÜM BENCE.
YAZARKEN ÇOK EĞLENDİM
LÜTFEN BOL BOL YORUMMMMM
İYİ OKUMALARRR<3
Namjoon's Pov
Jungkook, o kavgadan sonra durgunlaşmış ve sık sık evden kaçmak için bahaneler arar olmuştu. 'Etüte kalacağım baba, Jimin beni çağırdı baba, Taehyung ile ders çalışıcaz baba.'
Hayatında ilk kez ebeveyn kavgası görmüştü ve oldukça sert bir kavgaydı, ona hak versem de gittikçe yalnız kaldığımı hissediyor ve kafayı yiyecek gibi oluyordum. Elimden geldikçe Luna'dan uzak durmaya çalışıyordum. Ya Eun sınır ne bilmeyen birisi olduğu için dediklerini yapabilirdi ve işin sonunda hiç kimse oğlumdan daha kıymetli değildi.
Derin bir nefes aldım ve yüzümü sıvazladım. Bunalmış ve sıkılmıştım, uzun süre sonra ilk defa birisine karşı güzel hisler beklerken şimdi korkak davranıyor ve uzak duruyordum içten içe ise Jungkook'un doğum günü gelsin de hemen reşit olsun diye gün sayıyordum. Böylece Luna ile şansım olabilirdi, tabii o da beni beklerse.
Telefonuma gelen konum bilgisi ile ayaklandım. Bugün liseden arkadaşlarla buluşacaktık. Bir süredir görüşüyorduk ama bugün içmeye gidecektik. Kalabalık bir grupta değildik açıkçası, sadece Jackson ve Hoseok olacaktı.
Şirketten çıkar çıkmaz kravatı çekip çıkarmıştım. Bugün içmeye gideceğim için arabayı evde bırakmış ve bir taksi çağırmıştım. Gideceğim mekana kadar düşünceler peşimi bırakmadığı için kulaklıklarımı takmış ve Jungkook'un benim için hazırladığı playlisti çalmaya başlamıştım. Hiçbirini bilmediğim tiktok şarkılarından oluşan bir listeydi. Yine de keyifle dinledim.
Mekana ulaştığımda iki arkadaşım da çoktan varmış hatta bir şişe sojuyu açmışlardı bile. İkisiyle de selamlaştık ve içmeye başladık. Uzun süredir ihtiyacım olan bu gecenin bana iyi geleceğine inanıyorum.
***
"Gerizekalı, ulan bir iki yıl gezeceğim diye çıktın gittin altı yıl Kore'ye ayak basmadın. Namjoon, desen elin Amerikalarında oğlum da oğlum. Aptallar biriniz de demediniz mi Jacson ne yapıyordur, bir başına Kore'de ne sevgilisi var ne çocuğu diye?"
Jackson alkolünde etkisiyle kelimeleri yuvarlayarak konuşuyordu.
"Ulan dalyarak, sanki hiç arayıp sormadık. Hergün telefondan aradık birbirimizi ayrıca sana bin kez dedim ki çık gel beraber gezelim."
Hoseok'un dediklerine kafamı salladım.
"Aynen, Hoseok gezdiği için Skype görüşmelerine katılamıyordu ama senle biz düzenli Skype görüşmeleri de yaptık. Lan oğlumu beraber büyüttük nerdeyse. Ben dedim sana atla gel biraz biz de kal diye. Uçak korkun var senin."
Jackson akan burnunu çekti.
"Doğru ama olsun bırakın biraz trip atayım."
Biz kıkır kıkır halimize gülerken Hoseok elini omzuma attı.
"Senin ne derdin var dostum. Geldin geleli bir düşüncelisin ve ilk kez 6 kelimenin 8'i Jungkook değil. Ergenliğe girdi de üzüyor mu seni?"
Jackson sojusunu kafaya dikti.
"Hormonlar yüzünden soğudun mu? Erkek çocuk bir yaştan sonra sevilmiyor, atarlanmalar kapı çarpmalar falan."
"Hayır salaklar, yani evet ergenlikte, duş süreleri uzadı, sivilceler falan ama sıkıntı o değil. Ya Eun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUNGKOOK'S DIARY
FanfictionMerhaba Ben Jungkook, yakın bir zamanda babamla Amerika'dan Kore'ye taşındık. klasik bir lise son sınıf öğrencisiyim. Ha bir de galiba babamın iş ortağının oğluna fena vuruldum.