Kısa da olsa yeni bölüm. İYİ OKUMALAR
Babam tarafından sabahın köründe uyandırıldım. Formal bir kıyafet giymeye zorlandım ve Luna Noona'yı işe bıraktıktan sonra bizde şirkete gittik. Yolda geviş getirircesine babamın hazırladığı tostları yemeye çalıştım, çalıştım diyorum çünkü çok ama çok uykum var.
Taehyung günaydın münaydın bişiler yazmış ona da cevap verdim bu arada. O da babası ile işe gidiyordu.
"Heyecanlı mısın?"
"Yaa ne demezsin baba pek heyecanlıyım. Ne iş yapacağım ben orada yaa?"
"Bağırma bana. Ofis boy olacaksın işte öğrenirsin ne yapacağını."
Söylenerek önüme döndüm kısa sürede şirkete varmıştık. Ondan sonrası biraz hızlı geçti. Hyuna Noona ile neler yapacağım hakkında konuştuk. Beni IT katına yolladı; fotokopi çektim, kahve aldım, toplantı salonunu hazırladım, babama dosya taşıdım pardon Bay Kim'e. Bu şekilde saat öğlene geldi ve telefonum çaldı.
"Efendim bab- ay Bay Kim, buyurun ne istemiştiniz?"
"Jungkook, öğlen Seokjinlerle toplantı için restoranda buluşacağız hazırlan ve yirmi dakikaya otoparkta ol."
"Tabii Bay Ki- AAA kapamış yüzüme abart baba abart."
Zaten hazır olduğum için direkt otoparka indim bu sırada biraz Tweet okuyasım geldi. Sayfayı biraz kaydırdıktan sonra sevgilimin Tweetini gördüm ve istemsizce kıkırdadım.
Babamızın yanında çalışıyoruz diye bizi Padişah oğlu sanmayın. Olmayıçokisterdim
Belli ki Seokjin hyung canına okumuş. Yemek sırasında konuşabileceğimizi düşündüm ve karnımın gurultusu eşliğinde babamı beklemeye devam ettim. çok sürmedi o da geldi, elindeki dosyaları bana verdi ve arabaya bindik. Ben yorgun olduğum için biraz uyukladım restoran klasik Kore yemekleri restoranıydı.
Ahjumma'nın Yeri isimli bir yerdi, içeride bir grup iş insanı oturuyordu. Masada oturan altı erkek sandalyede iğreti oturan bir oğlana odaklanmıştı. Yerin sahibi olduğunu düşündüğüm Ahjumma o oğlanın omzunu sıvazlamış ve bağırmıştı.
"Yemek yemeden gidemezsin annen yemeğin parasını yolladı bana çoktan. Yirmi üç yaşına geldin, kimchi ve yemek istediğinde anneni araya sokma. Aish, üstelik çokta iyi bir yerde stajyersin."
Duyduklarım ile kıkırdadım ve sonra utandım sanki bana ait olmayan bir sahneye dadanmışım gibi hissettim bu sebeple babamın peşinden pıtı pıtı yürümeye devam ettim.
Seokjin hyunglar çoktan masaya oturmuşlardı.
"Merhaba Namjoon."
Babam uzatılan eli sıktı. "Merhaba Jin. Nasılsın?"
"Bildiğin gibi, borsa yüzünden biraz çalkantılı ilerliyor."
Babam kafasını salladı.
"Bizde de durumlar aynı. Sektörün bir ilgisi olmasa bile borsa hepimizi fena etkiledi."
Taehyung masanın altından bacağımı dürttü. "Günün nasıl geçti Mi Amor?"
"Sıkıcı ve yoğun. Tüm gün fotokopi çektim ne alaka yaa yazılım şirketiyiz biz birde."
Taehyung yüzünü ekşitti. "Senin nasıldı tatlım?"
"Babam dört işlemim iyi diye beni muhasebeye attı. Sabahtan beri fiş giriyorum, çok sıkıcı. Gözüm acıdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUNGKOOK'S DIARY
FanficMerhaba Ben Jungkook, yakın bir zamanda babamla Amerika'dan Kore'ye taşındık. klasik bir lise son sınıf öğrencisiyim. Ha bir de galiba babamın iş ortağının oğluna fena vuruldum.