Bölüm 32 - MADELINE

20 4 0
                                    

"Günaydın." Dedim ruhsuz bir şekilde, kapıdan giren David'e. Hala içim uyuyordu.

Gerinirken bir yandan da esnemesini bastırmaya çalışarak,

"Nnna daa" Dedi.

Haline kıkırdadım. Bu adamı ne zaman görsem beni hep bir şekilde güldürüyordu. Baş ağrım bir anda kendini hatırlattığında acıyla nefesimi içime çekerken başparmaklarımı şakaklarıma bastırdım.

"Baş ağrısı?"

Onaylamak için hafifçe başımı oynattım.

"Dün geceden beri hem de."

"Dayanamayacak gibiysen gidip Elizabeth'i getireyim." Dedi, durup endişeyle bana bakarak. "Böylece belki bu saatte kalkmakla ilgili yakınmalarımda ne kadar haklı olduğumu da anlar." Yüzünde bunu yapmaktan büyük zevk duyacakmış gibi bir ifade vardı.

"Hayır, teşekkür ederim. Uyandığımda daha kötüydü sanırım zamanla azalıyor."

"Pekâlâ, o halde başlayalım."

Odanın diğer ucunda olan minderlere doğru ilerlerken,

"Şu an bir kahve için neler vermezdim." Diye söyleniyordu.

"Ben de." Dedim hevesle. "İnan, ben de."

Yarı yolda durup bana döndü, sol kaşı havaya kalkmıştı.

"Sahiden mi?"

"Sabah kahvemi içmeden kendime gelemiyorum. Baksana-" dedim, göz kapaklarımı parmaklarımla yakalayarak. "Ben tutmasam, kapanacaklar nerdeyse."

Bu defa gülme sırası David'deydi. Ardından durdu, yüzüne yine o şeytani sırıtışı yerleşti.

"Eğer kimseye, özellikle de Lexy'e söylemeyeceğine söz verirsen gidip kendimize kahve yapabiliriz."

"Söz veriyorum. Kesinlikle."

Baş ağrım bile kahvenin beklentisiyle hafiflemeye başlamıştı sanki.

"Hadi o zaman."

Mutfak için tam dört kat merdiven inmek zorunda kalacağımız tamamen aklımdan çıkmıştı. Sonunda vardığımızda soluk soluğaydık, David dizlerini tutuyordu. O kahveleri hazırlamaya girişirken ben de bir köşeye geçip içeriyi incelemeye koyuldum. Buranın mutfağı bile beni hayal kırıklığına uğratmamıştı. Tarihi filmlerde, şatoların içinde görüp özentiyle iç çekmeme neden olan mutfaklardandı. David'in kaynayan suyu ocaktan alıp kupalara boşaltmasını izlerken o an fark ettiğim bir şeyle durdum.

"David?"

"Hımm?"

"Burada hiç çalışan yok mu? Her şeyi siz mi yapıyorsunuz?"

Sanki saçma birşey sormuşum gibi yüzüme baktı.

"Inanna-" dedi, elini yüzüme doğru sallayarak. "Unuttun galiba, biz Keşişleriz. Hani şu nerede yaşadıkları bilinmeyen."

Kahvemi uzattığında minnetle teşekkür edip iki elimle kupaya sarıldım.

"Evet. Doğru. Sanırım sahiden de daha uyanamamışım."

Sırıtıp göz kırptı. "Hadi, gidelim. Özel kahve karışımımı içtikten sonra uyanıp uyanmadığını yeniden tartışırız."

.......................................................................

"Lexy, bu hareketi yapabileceğimi sanmıyorum. Bunun başlangıç hareketi olduğuna emin misin?" Diye sordum, yerde ters dönüp bütün vücudunu duvara yaslamış, boynu garip bir açıda duran genç kadına bakarak.

AVAHERONA I Zosimos Günceleri I Kitap 1 HAVA I #Wattys2022 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin