Kendisinden oldukça genç bir kıza saplantı derecesinde yoğun duygular besleyen ve bu duygularla savaşmak zorunda kalan bir adamı anlatıyorum.
Keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cherry kapıyı ardına kadar açtı ve Tomun girmesi için geri çekildi. Tom doğruca eve girdi ve elindeki kutuları salonla birleşik olan mutfağın tezgahına bıraktı. Cherryde çoktan kapıyı kapatmış ve yanına gitmişti adamın. Cherry daha fazla dayanamadı ve Toma sarıldı. Tom bu ani hareketle önce afalladı fakat sonra hemen kollarını kızın etrafına doladı.
"Berbat bir geçiriyordum ta ki sen gelene kadar.."
Tom Cherryden böyle cümleler duymaya çok alışık değildi. Dudakları aralandı adamın. Kız kolları arasındaydı ve ona gününü güzelleştirdiğini söylüyordu. Bu Tomun duyabileceği en iyi şeydi. Gözlerini kapattı ve iyice sokuldu kıza. "Gününü daha iyi yapmak için her zaman burada olacağım."
Cherry adamın kollarından ayrıldı ve başını kaldırıp ona baktı.
Uzun uzun baktı adamın gözlerine. Masmavi gözlerde ona bakıyordu. Cherry daha önce hiç böylesine değer gördüğünü hissetmemişti. Sevilmenin, korunmanın, önemsenmenin ne demek olduğunu hiç tam olarak kavrayamamıştı. Ama şimdi o karşısındaydı. Cherrye derin duygularla bakıyordu. Bu gerçekti, sevgi gerçekti.
Kız parmak uçlarının üzerinde yükseldi ve Tomun dudaklarına kısa ama sevgi dolu bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde adam tüm içtenliğiyle gülümsüyordu.
Tom düşündü hayatta en kutsal iki soru vardı. İlki; uğruna yaşamaya değen şey nedir? Diğeri ise; uğruna ölmeye değen şey nedir?
Bu kızla tanıştığından beri bu soruların cevabı artık çok netti. Cherrynin uğruna yaşamayı ve ölmeyi göze alabilirdi. Tom onu asla bırakamayacağını bir kez daha netçe gördü. Ne olursa olsun. Ne yaşanırsa yaşansın. Onu asla bırakmayacaktı.
"Seni öyle seviyorum ki bazen bu sevgiyi nereye koyacağımı, onunla ne yapacağımı bilmiyorum." Tom havalanmış kaşları ile konuştu. Sadece kızın gözlerine bakıyordu. Bu sözler itiraf niteliğinde döküldü dudaklarından.
Cherry başını yavaşça iki yana salladı ve gülümsedi. "Sadece beni sev Tom. Bu sevgiyle hiç bir şey yapmaya çalışma. Ona bir yer arama. Sadece sev."
Tomun gözleri buğulanmaya başladığında sarıldı kıza. Duyguları öyle büyük, öyle yoğundu ki kalbine sığmıyordu. Bir kez daha geçirdi aklından, Onun için yaşamayı ve onun için ölmeyi göze alırdı.
Tom kızı geri bıraktı ve elinden tutup tezgaha yaslı bar sandalyesine çekiştirdi ve oturttu onu. Ardından kendisi de diğer sandalyeye oturdu ve tatlı paketlerini açmaya başladı. Gelirken yolda uğradığı donatçıdan bir sürü donat almıştı. Cherry hamur işine bayılırdı. Gözlerinden kalpler çıkarken birini aldı ve ağzına götürüp kocaman bir ısırık aldı. Tom da ona eşlik ederek en sade ve az şekerli olanı alıp bir ısırık aldı. Kız kocaman lokmalar alırken Tom ağzında çevirdiği donat ile onu izliyordu.
