Yasak fakat güzeldi.

12.5K 586 383
                                    

"Jisung masayı hazırlar mısın hayatım?" Annesinin üst kattan yankılanan sesini işittiğinde elinin altındaki taze domatesleri doğramayı bıraktı ve kaşlarını çattı. "Bana emirler yağdırmak yerine gelip yardım etsene."

Bir yandan küp haline getirdiği domatesleri kızgın tavaya aktarıp haşlanan makarnanın sosunu pişirmeye başlamıştı. Boştaki elini bel çukuruna yerleştirdiğinde bir ayağını diğer bacağına doğru yapıştırıverdi hemen.

"Minho gelecek ya hazırlanmam gerekiyor."

"Banane Minho'dan. Bir herif için annelik yapmaktan vazgeçtin sanırım?"

"Saçmalama Jisungie." Soğuk içecekleri masaya bırakırken annesinin o itici tiz sesine karşılık yüzünü buruşturdu. "Her zaman senin biricik annen olacağım."

"Ne annelik ama."

Dalgalı saçlarını puantiye dolu büyük bir bandanayla tutturup sandalyeye oturdu öfkeyle. Hala bu evde neden kaldığını bilmiyordu fakat yaşadığı çaresizlik en ciddi sorunuydu.

Evi terk etse bile nereye gidecekti ki? Başına annesi ve Minho'dan daha kötü belalar açması çok olasıydı. Bu yüzden bir süre bu ikiliye katlanmaya mecburdu.

Kısa süreli hayallerini bölen zil sesi yüzünden kapıya doğru baktı. Minho gelmiş olmalıydı. Annesinin tepki vermemesi yetmezmiş gibi ardı arkası kesilmeyen ses sinirlerini bozmuştu fazlasıyla.

"Şu lanet kapıya bakacak mısın artık?"

"Saçlarımı yapıyorum bebeğim. Sen bakar mısın? Zaten gelen Minho'dur." Mutfaktan çıkıp koridora doğru yürürken tırnaklarını avuç içlerine bastırmaktan çekinmedi. Annesinden nefret ediyordu, o adamdansa daha fazla nefret ediyordu.

Kapıyı sertçe açıp Minho ile tekrar göz göze geldiğinde nefesinin kesildiğini hissetti. Fakat kolayca toparlandıktan sonra yavaşca kenara çekilip Minho'ya yol vermişti. Hiçbir şey konuşmadılar.

"Kafandaki yakışmış." Minho, ağır adımlarla mutfağa doğru yürürken Jisung işittiği iltifatta kalmıştı. Elleri hızla kafasındaki tokaya gittiğinde ona teşekkür bile edemedi. Aptal gibi kalmıştı.

"Khranna nerede?" Yemek sofrasına oturup etrafı kolaçan eden Minho, Jisung'u kısa süreli sorguladı ve tabaktaki çeri domateslerden bir tanesini hızla ağzına attı. "Odasında senin için süsleniyor. Çok özlediysen eğer yukarı çıkabilirsin."

"Gerek yok." Bacak bacak üstüne atıp göz hapsine aldığı Jisung'u süzdü arsızca. "Seni izlemek istiyorum."

"Ne saçmalıyorsun?"

"Yemek yapmayı hiç bilmiyorum. Nasıl yaptığını merak ettim." Önündeki tabağa domates soslu makarnayı boşalttığında dudaklarını yalamıştı. "Bu çok güzel görünüyor."

"Teşekkür ederim."

Jisung elindeki tencereyi tezgaha bırakırken derin bir nefes vermişti. Ne saçmalıyordu ki bu? İltifat etmenin sırası mıydı? Açıksözlü olmanın kelime anlamı bu adamdı sanırım.

Başı ayaklarına düştü. Ellerinin ani titreyişi yine başlamıştı. Yemek falan umrunda değildi şimdi. Sadece annesinin ve arkasındaki bu adamın hemen evden gitmesini istiyordu.

Ensesinde hissettiği sıcak nefesle, tedirliğini daha fazla büyümüştü. Küçük elleri tezgahın kenarını sıkıca kavrarken göz bebekleri bu ortama uyum sağlamak istercesine büyüdü.

"Jisung." Minho'nun sesini hissettiğinde başını arkaya doğru yasladı. Annesi yukarıdaydı ve bu adam ne yaptığının farkında mıydı? Yanlış anlaşılmaya müsait bir pozisyonda birbirlerine yapışık duruyorlardı.

"Baban olmamı istediğinden emin misin gerçekten ufaklık?"

"Sen ne-"

Parmak uçları Jisung'un kısa tişörtünden içeri ilerledi. Bel çukurunu okşayan elleri hiç rahat durmuyordu. Sırtında hissettiği kaslı göğsü, kalbine batıyor gibiydi sanki. Jisung elleriyle ağzını sıkıca kapatmak istemişti çünkü inlememek için epey zor tutuyordu kendini.

"Soruma cevap ver."

"Ben iyi bir baba olmanı istiyordum fakat sen henüz buna hazır değilsin sanırım."

"Hazırdım." Sırtından kaydırdığı parmakları, Jisung'un karnına doğru indi ve genci vücuduna daha sert bastırdı. "Ta ki seni görene kadar Jisungie."

Minho'nun yaramaz avuçları en sonunda gencin göğüs uçlarına ulaştığında Jisung daha fazla dayanamamıştı. İniltisi mutfak duvarlarına çarpıp zevkle yankılanırken arkasındaki adamın cezbedici gülümsemeni görmüyordu.

Dudaklarını sıkıca kapattı ve kafası adamın geniş omzuna düştü. Şeytan onların yasak ilişkisini o gün onaylarken tüm bu arsız manzaradan habersiz annesi aşkının verdiği mutluluğu yaşıyordu. Fakat bu mutluluk, büyük bir hayal kırıklığı ile sonlanacaktı.

•••

step, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin