Bölümü Red Lights dinleyerek yazdığım için gaza gelmiş olabilirim ve ot8 versiyonun acilen Spotify'a yüklenmesi gerekiyor çünkü artık dayanamıyorum.
Her neyse kırmızı ışıklar yandığına göre iyi okumalar dilerim. Bol bol yorum yapmayı unutmayın bu arada. Kızacağım sonra..
•••
1,2,3..
Shotların her biri masaya devrilirken ani sıcağa sarılan bedeni öyle yanıyordu ki tüm kıyafetlerini çıkarıp havuza fırlatmamak için zor tutmuştu kendini.
Şimdi tamamen sarhoş sayılmazdı fakat çakır keyifliği yüzünden komik olmayan esprilere bile dakikalardır gülüyordu. İçkinin belki de en güzel yanı tam olarak buydu.
"Bebeğim bu gece boş musun?"
Uzun boylu birinin başında dikildiğinin farkındaydı. Kalbi ona defolup gitmesini söylerken aklı ve sarhoşluğun verdiği o buhranla adamın sorusunu onaylanmıştı keyifle.
"İnan bana o kadar boşum ki seni bile kabul edeceğim."
"Ne demek istedin."
"Hiççç!" Adamın yanına oturması için koltuğu patpatladığında o da bu fırsatı kaçırmadan Jisung'un yanına yayılmıştı koca cüssesiyle. "Saçların doğal mı?"
Kıvırcık saçlarına ithafen bu soruyu sorduğunu biliyordu fakat ona gerçeği söylemek hiç içinden gelmemişti. Başını iki yana salladığında parmaklarının saçlarında gezindiğini hissetti.
Şu an bu dokunuştan iğreniyordu çünkü aklına tekrar o gece gelmişti. Minho, doğal saçlarına dokunurken öylesine nazikti ki gerçekten bunu sevmiş olabileceğini bile düşünecekti neredeyse.
"Kafamı sikeyim."
"Ne oldu?"
"Sence ben güzel miyim?" Çocuk, ciddi misin dercesine Jisung'a eğildiğinde kocaman gülümsemişti. "Şu an buradaki birçok erkeğin yanına gelmek için can atacağı kadar güzelsin."
İki elini başının arasına aldı. Diğerlerinin nerede olduğunu hiç bilmiyordu fakat en son Hyunjin'i yediği şeyleri çıkarırken görmüştü. Changbin'de büyük ihtimalle sevgilisiyle ilgileniyordu.
Boğazını yakan sıcaklık öyle acıydı ki kusmamak için direnmesi bile büyük cesaretti. Adamın açık sırtında gezinin parmaklarını hissetmiyordu adeta.
Ya da aradığı dokunuşlar bu değildi.
"Ne zaman bize geçeriz bebeğim?"
"Bilmiyorum." Küçük bir parça çikolatayı ağzına atıp dilinin altına aldığında bu tattan yeterince tatmin olmuştu. "Ne zaman canım isterse o zaman geçeceğiz."
"Ah hadi ama, daha fazla sabredemiyorum."
O an çocuğun istekli bakışlarının ardında yanan bir çift göz gördüğüne emindi fakat bu ateş vücudunu nasıl soğutabilirdi? Bunun cevabını merak etmişti işte.
Kalbinin ağzında attığını hissedebiliyordu ve bir eli yanındaki adamın omzuna dolandığında sertçe yutkundu. Etini okşuyor gibi görünse de buruşan suratından onun canını ne kadar çok yaktığını anlamıştı aslında.
"Onun yanından hemen kalk." Kaba vücudunu eğdi ve çocuğun kulağına sessizce bir şeyler fısıldadı. "Anladın mı beni?"
Başını gelişigüzel salladıktan sonra Jisung'un yanından kalkan adam, ona hiç bakmadan uzaklaşırken tüyleri hala diken dikendi. "Düş peşime. Sana böyle içmenin hesabını soracağım Han Jisung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
step, minsung
Fanfiction|+18| Annemin yeni sevgilisine aşık olduğumu düşünmesi evet hataydı fakat onun sıcacık kucağında zevkten titremekse benim hatamdı.