Minho'dan uzak duracaksın.

4.6K 408 532
                                    

Han Jisung'un bakış açısından,

İpin ucuna takılmış hassas bileklerim, Lee Minho tarafından çekiştirilirken onun beni bir kuklaymışım gibi yönetmesinden hiç memnun değildim.

Ne zaman benimle sevişmek isterse buna izin veriyor, yanımdan kalkıp annemin yanına tekrar döndüğünde birbirimizi görmezden geliyorduk.

Bu döngü elbette son bulmalıydı fakat Lee Minho'nun beni seçeceğine emin yaşamak büyük bir hazdı. Nasıl tarif edebilirim, diye düşünürken bu birazcık şuna benziyordu.

Gözdenin gözdesi olmak.

Evet. Minho birçok insan tarafından gözde bir adam olarak görülebilirdi fakat o sadece beni istiyordu. Dudaklarını her öptüğümde göz bebeklerinden geçen yangının sebebi de buydu büyük ihtimalle.

"Partideki adam kimdi Jisung?"

Şimdiyse annemin o sert sesiyle sarsılmam bizi karşı karşıya getirmişti ve size şöyle söyleyebilirim ki aramızda Minho olmasaydı bile yine ondan nefret ediyor olurdum sanırım.

Kan bağımız dışında hiçbir yakınlık duymuyordum ona. Babamı yıllar önceki trafik kazasında kaybettikten sonra bağımsız bir kadın olması küçük yaşta sırtıma hak ettiğimden fazla yük bindirmişti.

Son dönemlerde iyi anne profili çizmesinin sebebiyse büyük ihtimalle Lee Minho'ydu fakat bu işin sonunda o bile annemin nasıl bir kadın olduğunu görecekti. Bunu ben yapacaktım.

"Sana hesap vermek zorunda değilim." Bacak bacak üstüne atarak koltuğumda yayılırken karşımda saçını başını yolması umrumda değildi. Tamamen malzeme arıyordu ve bunu ona seve seve verecektim.

"Minho'nun gözünü boyamak için falan mı soruyorsun bunu? Anne olduğunu yeni hatırladın sanırım."

"Kes sesini Han Jisung."

Göz göze geldiğimizde o bakışlardaki kıskançlığı ilk kez yakalamıştım belki de. Annem beni kıskanıyordu ve Lee Minho'nun adını söylemem bile çoktan onun aklını başından almıştı.

Peki öpüştüğümüzü, onun evine gittiğimi veya her gün seviştiğimizi öğrense ne olurdu? İşte bu keyfimi yerine getirebilecek en büyük kozdu sanırım.

"Minho ile arana mesafe koymanı istiyorum."

Kalbimin o an nasıl attığını tarif edemezdim fakat parmak uçlarımdan saç diplerime kadar yayılan öfke ben buradayım, diyordu adeta.

Hissetmiş miydi yoksa Minho'yu o gece bir gören mi olmuştu, emin değildim. Tek farkına vardığım şey annem artık bizi eskisi kadar masum bulmuyordu ve beni sevgilisini elinden alabilecek bir tehlike olarak görmüştü.

Yüzüme yayılan gülümseme büyüyüp onun üzerine doğru attığım adımlarım, birkaç santim uzağında son bulurken bu işten zararlı çıkacağımı bilmem gerekirdi.
Fakat ben, Han Jisung'dum işte.

"Ne oldu? Sevgilini elinden alabileceğimi falan mı düşünüyorsun yoksa?" Ses tonum artık onun iğrenç ses tonuna yakın çıkıyordu. "İnan ne sen ne de o umrumda değilsiniz."

"Senin nasıl bir çocuk olduğunu tanımadığın adamların sırtında gittiğini öğrendikten sonra daha iyi anladım. Bu yüzden sevgilimden uzak durmanı istiyorum."

İşaret parmağını göğsüme bastırmıştı fakat bu kalbime yediğim darbelerden daha az acıtıyordu bu kez. "Sen insanların aklını çelmek için yaratılmış birisin ve utanmadan bunu sevgilime de yaparsın." İşaret parmağı yüzüme doğru yükseldiğinde artık çok iğrenç görünüyordu.

step, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin