Adam, fenaymış.

10.9K 536 480
                                    

Üst ranzadan bacaklarını sarkıtan Hyunjin, dişlerini çıkartarak gülümsediğinde Jisung onun bir şey ima edeceğini anlamıştı çoktan.

"Annenin sevgilisi var ya," sarı saçları mısır püskülleri gibi alnından dökülürken komik görünüyordu ki tüm seksiliğiyle alt dudağını ısırdı sertçe. "Adam, fenaymış."

"Sen nerede gördün onu?" Jisung alt ranzadan hızla kalkıp arkadaşının kafasına bir tane vurduğunda ister istemez gerilmişti. Minho ile yaşananları kimse bilmese de onun hakkında konuşmak tüm keyfini kaçırıyordu.

"Az önce su içmeye gittiğim zaman karşılaştık. Bana kim olduğumu sordu ve bende senin arkadaşın olduğumu söyledim. İnan, adamın o kadar korkunç bir etkisi var ki heyecandan konuşurken kusacaktım."

"Hyunjin gerizekalı mısın? Adam bizden 10 yaş büyük neredeyse."

"İnan bunu çok umursamıyorum." Hyunjin, yatağa oturup bacaklarını birbirine sardığında Jisung'un öfkeli suratına bakıp tiz bir kahkaha patlattı. "Benim görsel zevklerime uyması yeterli ve fark ettim ki annenle aynı tip adamlardan hoşlanıyoruz."

"Gerçekten aptalsın."

Çalışma masasına doğru yürürken neden sinirlendiğini anlayamamıştı. Minho'nun arkadaşını etkilemiş olmasına mı kızıyordu yoksa babası olacak bu herifin gerçekten tehdit içerdiğini fark etmesine mi?

"Changbin ne zaman gelecek?"

"Arayıp sorabilirsin değil mi? Gelecek işte." Changbin ve Hyunjin uzun zamandır sevgili gibi görüşmelerine rağmen sadece arkadaşız, demekten öteye geçmeyen iki aptaldı. Bu yüzden Jisung, onları eve çağırırken bir sorun hissetmemişti.

O, şekilli tırnaklarındaki siyah ojesini tazelerken Jisung'da mini el aynasından makyajını tamamlıyordu. Dışarı çıkmak gibi bir planları henüz yoktu fakat ne olursa olsun görünüşüne dikkat etmek önemliydi.

"Han Jisung!"

Alt kattan yükselen kaba ses, Hyunjin'i yerinde hoplatırken Jisung sadece ahşap kapıya bakmıştı. "Ne var?" Aynı karşılığı verdiğinde cevabın gelmesi çok sürmedi.

"Aşağı gel."

Bıkkın bir edayla ayaklandı fakat arkadaşı rahat durmamış, ellerini bebek gibi açarak aşağı inmek için çırpınmıştı. "Nolur bende geleyim Jisung. O adamı tekrar görmek istiyorum." Hyunjin dudaklarını büzdüğünde Jisung'un avuçları yumruk haline geldi.

"Hatırlat yukarı çıktığımda senin ağzını dağıtacağım. Aptal olma ve sakın beni takip etme Hyunjin."

Sarışın genç, başını yastığa gömüp çığlık atarken Jisung hızla odasından çıkmıştı. Birkaç hızlı ve paytak adımla merdivenleri indiğinde hemen solunda bekleyen Minho'yu bu kadar hızlı görmeyi beklemiyordu.

"Neden bağırıyorsun deli gibi? Misafirim var görmüyor musun?"

"Beni takip et."

Minho, Jisung'un sorusuna aldırış etmeden sık kullanmadıkları odalardan birine yöneldiğinde sert yumruklarından bir tanesini en ufak yanlış hareketi olursa adamın ağzını kapatmaya yemin etmişti Jisung.

Minho'nun beyaz gömleği kaslı sırtı yüzünden her an yırtılacakmış gibi görünüyordu ve tüm dikkati ne için oraya gittiğini unutup bu eşsiz manzaraya takıldı.

Lambanın beyaz ışığı gözlerini alırken sertçe kapanan kapı irkilmesine sebep olmuştu. Fakat en garibiyse Minho'yu ilk kez bu kadar sinirli görmüş olmasıydı. Düz suratı insan eti yiyen yamyamları andırıyordu.

"Neler oluyor?"

"Asıl sana sormam gerek ne olduğunu."

Sırtı soğuk betona çarptığında ağzından kaçacak iniltiyi yuttu ve acıyla sarsıldı vücudu. Minho etrafını tamamen kollarıyla çevrelemişti ki sözleri burnunun ucunda gibiydi.

"O çocuk kim?" Yaramaz avuçları Jisung'un ince boğazını sıkıca sardığında fısıltısı en korkunç çığlıkları kıskandırırdı. "Ve odanda baş başa ne yapıyorsunuz?"

"Ne oldu Lee Minho?" Nefesinin kesilmesine rağmen suratına yayılan arsız gülümsemesi genişlemişti Jisung'un. "Bunu mu düşünüyorsun sevgilinle ilgileneceğine?"

Minho, bir bacağını Jisung'un iki bacağının arasından ilerletip ağırlığını iyice vermişti bu laftan anlamaz ufaklığa. "Soruma cevap ver." Dilini gencin boynunda gezdirirken dişlerini beyaz et parçasına geçirmesi uzun sürmedi.

Dil darbeleri her hareketinde hızlanırken Jisung'un boynu neredeyse mosmordu. Çeşitli kızarıklıklar bu görüntüde yetmezmiş gibi Minho'nun parmak izleride çıkmıştı hassas tenine.

Zevkle karışan sesi Minho'yu daha büyük bir arzuya sürüklerken Jisung'un elleri adamın sırtına tutundu. Geniş kasları avuçları arasına hapsettiğinde onu çıldırtmak istemişti.

Evet, başında gerçekten sadece ondan etkilendiğini düşünüyordu fakat bu kadar basit olmamalıydı. Yaptıklarından hesap sorabileceğini düşünen birisinin sınırları neydi bilmeliydi. İnce bir telmiş gibi titreyen bacaklarını ise şimdilik korumak zorundaydı Jisung.

Bu yüzden gömleğin üzerinden Minho'nun sırtına sivri tırnaklarını batırdığında kuru dudaklarını yaladı. Şeytan, ona yapması gerekeni fısıldarken üzerinde hiç düşünmemişti. Yalan bu ilişkinin temeliydi ve bunu derinleştirmekten zarar gelmez, diye düşündü. Bundan dolayı söyleyivermişti Hyunjin ile sevgili olduğu yalanını.

"Bu kadar merak ediyorsan söyleyeyim. O çocuk, benim sevgilim Lee Minho."

•••

Nasıl gidiyoruz? Yorumları alalım. Bu arada Jisung bu ficimde birazcık sert olacak. Haberiniz olsun

step, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin