Güvenilmeye ihtiyacım var.

4.2K 367 316
                                    

"Ne düşünüyorsun böyle?"

Akşamdan kalma makyajını silen kadın, yataktaki sessiz adama gözlerini diktiğinde onun çok düşünceli olduğunu anlayabiliyordu. Sebebini merak etmişti.

"Hiçbir şey."

Yalan söylediğinin farkındaydı fakat Minho'nun üstüne gitmek anlamsızdı. Yüzünden akan gerginlik zaten her şeyi ortaya seriyordu ki bıraksalar dünyayı tek bir ateş için yakar gibiydi.

"Jisung'u geri getirmek senin fikrin miydi?" Yüzünü o adama doğru çevirdiğinde sormuştu. Artık tamamen göz gözelerdi. "Onun beni affettiğini hiç sanmıyorum."

"Affedeceği hiçbir şey yapmadın çünkü." Minho bu anlamsız kadını yerin dibine sokmamak için zor tutuyordu kendini. "Ha, bir de evet. Onu buraya ben getirdim."

"Neden?"

"Oğlunu annesinin yanına getiriyorum. Neden, nasıl bir soru?"

"Ona bağlılığının sebebi ne? Sanki yıllardır tanıyormuş gibi davranıyorsun."

Uzanmaktan vazgeçip oturur bir pozisyona geçtiğinde kaşları çatıldı ve Khranna'ya belki de dünyanın en boş bakışlarından birini attı. Ne saçmalıyordu bu kadın?

Jisung'a olan kıskançlığı bariz belliydi fakat bir şeyleri yavaş yavaş anlamış olmalıydı. Bu yüzden gergin bir yutkunuş geçti boğazından. Gecesi zaten yeterince berbat gidiyordu. Batırmaktansa hiç gocunmazdı.

"Seviyorum." Kollarını başının altına aldığında kabarık yastığına iyice yaslandı. "Fazla sevimli ve siz gerçekten benzemiyorsunuz. Onun senin oğlun olduğuna emin misin cidden?"

Parmak uçları çenesinin altını kaşırken Khranna'nın bir yay gibi gerildiğini görebiliyordu. Şeytani aklından ne geçtiğini bilemezdi fakat aslanlar kadar tehlikeliydi şimdi.

"Ne saçmalıyorsun?"

"Han Jisung'a ne zaman itiraf etmeyi düşünüyorsun?"

"Neyi?" Oturduğu sandalyeden fırlayan Khranna hızla Minho'nun boğazına sarılmıştı. "Beni tehdit mi ediyorsun sen?"

"Hayır bebeğim. Neden birden bu kadar gerildin ki?"

Gömleğinin yakalarını sertçe sıkıp adamı sarsmaya çalışırken normal görüntüsünün dışında kafayı sıyırmış birine benziyordu. Korkunç bir havadaydı.

Lee Minho ise topladığı gücü istediği gibi kullanabilirdi. İsterse Khranna'nın hayatını bitirebilir, isterse de bir ömür boyu onu parmağında oynatabilirdi. Bu yüzden kararının ne olacağı konusunu hala düşünüyordu. En iyisini seçmek zorundaydı.

"Ne biliyorsun, amacın ne?" Başını iki yana sallarken korkunç ellerden kurtardı kendini. "Hiçbir şey bilmiyorum."

"Bu gece seninle uyumak istemiyorum."

İşaret parmağıyla kapıyı işaret ettiğinde yüksek bir sesle bağırmıştı. "Çık dışarı Lee Minho." Khranna'nın stresten elleri titrerken adamın rahatlığı onu daha çok çileden çıkarıyordu. Gömleğinin düğmelerini açarken bile hiçbir sey umrunda değildi.

"Gideceğim Khranna." Kadının yanından kalkıp onu öylece yatakta bıraktığında cümlesinin devamını getirmişti. "Fakat düşün olur mu? Ne yaptığının farkına var ve bundan sonra bana ona göre davran."

Kapıyı sertçe arkasından kapattı. İşte Han Jisung'un yanında başlayan gecesi Khranna'nın odasındayken böyle sonlanmıştı. Orada olduğu kadar kötü hissettiği söylenemezdi fakat vücudunun nikotine ihtiyacı vardı.

step, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin