Barbie'den gelenler el kaldırsın göreyim bakayım çiçeklerimi 🙋🏻♀️
Bu bölümü aylar önce yazdım aslında ve paylaşmak için çok heyecanlıydım uzun zamandır. Ama nasıl olduysa taşınma dönemime denk getirmeyi başardım ve heyecanımı yaşayamadan paylaşıyorum sırf söz verdiğim için 🥲
İnanın sadece yemek yemek için oturabiliyorum üç gündür. Ve tek öğün yiyorum zaten dljdlfmfk O yüzden yorumlara hemen bakamayabilirim ama en azından oturacak vakit bulduğumda güzel yorumlarınızı okuyacağım diye kendimi motive ediyorum 🥹
Geç yayımlama sebebim bölüm biriktirmek istememdi; böylece haftada bir olacak şekilde düzenli bölüm paylaşabileceğim. Muhtemelen twitterdan anket yapma suretiyle bir gün belirleriz ve her hafta o gün bölümü yayımlamaya çalışırım.
Yazarken gerçekten inanılmaz keyif aldım. Umarım siz de okurken güzel vakit geçirirsiniz. Benim için çok özel bir hikaye oldu şimdiden, çünkü içine kendimle alakalı çok şey kattım (okuduktan sonra garip gelebilir bu söylediğim, ama öyle ne yapayım şdjdlmffk)
İlk bölüm olduğu için görüşlerinizi okumaya çok ihtiyacım var, bu yüzden yorum yaparsanız çok mutlu olurum 🙆🏻♀️
Giriş bölümünü bu kadar uzun tuttuğum için özür dilerim. İlk bölüm olduğu için böyle oldu, diğer bölümlerde uzatmamaya çalışacağım. Bir şans verip başladığınız için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar 💜
🛸🌲✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birkaç ışık huzmesi göz kapaklarının karanlığını delmek istercesine parlamaya başladığında bir rüyada olmadığından neredeyse emindi, zira erken saatte yatağına girmiş ve bilinci hayal meyal yerine gelip sağından soluna dönene dek deliksiz bir uyku çekmişti. Gördüğü rüyayı hatırlamıyordu; hatta hiç rüya görmemiş bile olabilirdi. Yatmadan evvel içtiği iki kadeh sıcak şaraptan olsa gerek, gözlerini yumarken gördüğü manzara uyandığında gördüğüyle tıpa tıp aynıydı.
Olduğundan daha ağır hissettiren bedenini yavaşça sol tarafa çevirdikten sonra yeniden deliksiz bir uyku çekme adına gözlerini yummuş fakat belki de göz kapakları görüşünü perdelediği anda zihninde ışıklar patlamaya başlamıştı. Sanki birisi beyninden saniyede binlerce kare yakalamak adına deklanşöre basıp duruyordu.
Başına ağrılar girmesine sebep olan bu ışıklardan kaçmak adına gözlerini açmayı denedi fakat iradesi o an için göz kapaklarına tesir etmiyor gibiydi. Şuuru bir rüyada olmadığını hissettirircesine yerinde olduğuna göre bir uyku felcinin tam da ortasında olmalıydı. Ömründe topu topu üç kere yaşadığı bu deneyime aşina olduğundan yalnızca korkmamayı denedi, zira hiçbir çabası uyanmasına yeterli olmayacaktı.
