二十四

1K 137 306
                                    


Merhabalar~

Bölümden nefret ettim, o yüzden hiçbir şey söylemeyeceğim

Keyifli okumalar 💜

🛸🌲✨






Gecenin bu saatinde, üstelik çoktan alkol almışken bu kadar birayı kimin içeceği meçhuldü, ama Jimin yine de bir şişe daha çıkarıp tezgaha koydu ve bunu yaparken, son birkaç dakikadır olduğu gibi gözlerini Jungkook'tan bir an bile ayırmadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Gecenin bu saatinde, üstelik çoktan alkol almışken bu kadar birayı kimin içeceği meçhuldü, ama Jimin yine de bir şişe daha çıkarıp tezgaha koydu ve bunu yaparken, son birkaç dakikadır olduğu gibi gözlerini Jungkook'tan bir an bile ayırmadı.

Uzaylı hemen yanında durmuş, elindeki cips paketinin içini kokluyordu ve kaşları garip koku yüzünden çatılmış vaziyetteydi. Eve geldiklerinde yaptığı ilk iş Jimin'in yönlendirmesiyle yüzünü yıkamak olduğundan yakışıklı suratını çevreleyen mor saçları hala nemliydi ve yabancı yiyeceği merakla koklarken, Jay'i acımasızca yumruklayan bir başkasıymış gibi masum görünüyordu.

Burnunu hafifçe kırıştırarak başını paketten uzaklaştırdı ve böylece Jimin'in buzdolabının önünde, elindeki bira şişeleriyle öylece kendisini izlemekte olduğunu gördü. Dudağının kenarı kıvrılmış, güzel gözleri şefkatle dolmuştu. İşin tuhafı, bariz şekilde onu izlerken yakalanmış olmasına rağmen utangaç görünmüyordu. Aksine yüzünün her bir yerini çekinmeden süzmeye devam etmiş, ardından da elindeki şişeleri tezgaha bırakarak bir şey hatırlamış gibi aceleyle odasına koşturmuştu.

Jungkook elindeki cips paketiyle öylece insanın onu bıraktığı yerde beklemeye başladı. Neyse ki odasının birkaç adım ilerisindeki eski püskü Amerikan mutfaktalardı da, epey heyecanlı görünerek yaptığı iş pek de uzun sürmemişti.

Komik heyecanının sebebi, ayağındaki pembe terliklerle koştura koştura yanına geldiğinde belli oldu. Odasından gelen tıkırtıların sebebi, küçük elleriyle çekmecelerini kurcalayıp bir lastik toka bulmaya çabalamış olmasıydı belli ki.

Yüzündeki tatlı gülümsemeyle arkasına geçti, mor saçlarını parmaklarıyla geriye taradı ve Jungkook, insan saçlarını özenle toplarken şapşalca gülümsemek dışında hiçbir şey yapamadı.

Geldiklerinden beri konuşulacak pek çok şey olmasına rağmen surat asarak etrafta dolanıp durmuştu çünkü aklı öyle doluydu, yüreği öyle ağırdı ki ağzını açmaya bile çekiniyordu. Fakat Jimin öyle durup dururken, küçücük bir hareketiyle bile onu gülümsetmeyi başarmıştı işte. Aklındaki endişeler hala oradaydı belki, ama yaşananlar bir an için aklından uçuvermişti.

İnsan, yaptığı işi kontrol etmek istermiş gibi önünde dikilip saçlarını incelerken mutlu görünüyordu. Yanakları gerilmiş, yalnızca terastan gelen ışıkla bile parıldayabilen gözleri heyecanla dolmuştu.

olillon || kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin