Merhaba~
Özledim 🥺Yine bölümün iğrenç olduğunu düşünerek paylaşıyorum, çok acele yazdım başıma ağrılar girdi. Kötüyse söyleyin de düzenleyeyim şdjdlfmk 🥲
Bu arada bölümü gerçekten çok zor yazdım bu sefer. Sanırım daha çok motivasyona ihtiyacım var.. Daha fazla yorum istesem şımarıklık etmiş olur muyum acaba? 👉🏻👈🏻
Hepinizi çoook seviyorum,
Keyifli okumalar~🛸🌲✨
Göz bebekleri içine çekildiği karanlığı yavaşça geride bırakırken kendisini yeşilliğin hakim olduğu, kalabalık bir alanda buldu. Batmaya yüz tutmuş güneş gökyüzünü kızılla dans eden tatlı bir turuncuya boyamış, az evvel gecenin karanlığında olillonun gidişini izlemekte olan gözleri bu güzel görüntü karşısında kamaşmıştı.Belki de yıllar geçse dahi yaptıkları bu doğaüstü yolculuklara alışamayacaktı. Göğsü beklenmedik, yabancı hissiyat yüzünden sıkışmış, nefes almak zor hale gelmişti. İşin tuhafı, Jungkook da soluk soluğa kalmış halini seyrederken çatık kaşlarla kendisini izliyordu ve şaşkınlığını üzerinden atabildiğinde insanı taklit ederek etrafına en az onun kadar şaşkınca göz atma fırsatı yakalamıştı.
Sırtı kendilerine dönük olan insan kalabalığı aynı noktaya odaklanmış, yalnızca birkaç tanesi fotoğraf çektirmek için arkasını dönmüştü ve neyse ki onlar da kameraya poz vermekle meşgul olduklarından kimse koskoca alanda bir anda beliren iki genci fark edecek halde değildi.
Tüm bu tantananın sebebi en fazla yüz metre ilerideki yaşlı demir yığınıydı. Kulenin gün batımındaki romantik görüntüsünü fotoğraflamak isteyen turistler hemen arkalarında olan biten akıl almaz olayı kaçıracak kadar büyülenmiş haldeydi. İçlerinde yıllardır bu anı yaşamak için heyecanla beklemiş, büyük fedakarlıkla birikim yapmış olanlar vardı. Yalnızca insan yapımı, on bin tonluk koca bir demir yığınını görmek, bir kez olsun önünde fotoğraf çektirebilmek için...
Jimin, bedeni bir uzaylı tarafından korumacı bir tavırla kavranmış olmasına rağmen bu heyecana ortak olan, sıradan bir insandı sadece. Gözleri manzara karşısında irice açılmış, aralanmış dudaklarından gerçekten sesli bir şaşkınlık nidası dökülmüştü.
Kolları hala Jungkook'un beline sarılmış haldeyken gözlerini belki de heyecanını paylaşmak için gri irislere çevirdi ama adam koca bir ülkenin sembolünün karşısında olmaktan etkilenmek şöyle dursun, insanın ensesini kavrayarak başını yeniden göğsüne yaslamasını sağlamış ve daha ne olduğunu bile anlamadan yeniden o tanıdık boşluğa çekilmelerine sebep olmuştu.
Neler olduğu hakkında fikir yürütmek hayli zordu, üstelik Jimin akşamının tamamını başka başka insanlarla kavga ederek ve yabancı bir türle çeşitli mücadelelere girerek geçirmişken epey yorgun hissediyordu. Dolayısıyla daha birini atlatması bile saatler sürüyorken arka arkaya iki teleportasyon hadisesini kaldıramayacak kadar sersemlemiş haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
olillon || kookmin
Fanfiction"Diyelim ki sana yardım edebilirim... Bunu neden yapayım?" "Çünkü bunu yapmazsan seni öldürmek zorunda kalırım." uzaylı!jungkook insan!jimin