Merhaba çiçeklerim~
Aynı şeyleri söyleyip durmak istemiyorum ama içimde de kalmasın. Yorumlarınızı bekliyorum, hayalet okuyucu olmayın lütfen 🥺
Eğer beğeniyorsanız arkadaşlarınıza da tavsiye ederseniz tadından yenmez. Biraz küçük (küçük demeyelim de samimi diyelim sşdjlfmf) bir kitleyiz şu an biliyorsunuz, belki daha da büyürüz süper olur 🙆🏻♀️
Keyifli okumalar~
🛸🌲✨
Sıradanlığın zirvesinde geçirdiği hayatını bir gün mumla arayacağını söyleseler Jimin, hiç şüphesiz buna kahkahayı basıverirdi. Ne de olsa uzatmalı üniversite hayatındaki günleri yaz okulu adı altında derslere girdiği kısa vakitler ve yarı zamanlı işine gidip gelmekten ibaretti. Tüm bunları yaparken gelecek kaygısıyla boğuşuyor ve henüz gençken yaşına uygun şekilde hızlı bir hayat yaşamaya çalışıyordu. Görünüşe göre artık bu uğurda çabalamasına gerek yoktu. Tüm gününü yolda geçirmemiş gibi büyük bir enerjiyle yanı başında dikilen Olillon, bu konuda epey yardımcı olacağa benziyordu.Öğrenci evi sıfatına uyumlu şekilde eski olan binanın en üst katında, birkaç senedir içinde yaşamalarına rağmen bir paspas bile almadıkları dairenin önünde dikilirken, "İki arkadaşımla birlikte yaşıyorum," diye bilgi verdi, fısıldayarak. Sesi apartman boşluğunda yankılanıyordu. "Sakın tuhaf davranma."
Oldukça umutsuz duyulan talebi uzaylının yalnızca başını sallayarak onay vermesine sebep olduğunda derin bir nefes vererek kapıyı çaldı ve ardından geçen kısa sürede Olillon'un kendi büyük beden mor tişörtünü başarılı şekilde dolduran gövdesini süzdü. Dürüst olmak gerekirse günün birinde öylece insan olmayı tercih etmiş birine göre epey yapılı görünüyordu ve bu vücuda sahip olmak için hiç çaba harcamamış olması sinir bozucu derecede adaletsizdi.
Acilen yağlanması gereken kapıyı açan, tahmin ettiği gibi Seokjin oldu. Bütün gününü evde geçirdiği üzerindeki eşofman takımından anlaşılan arkadaşı yüzündeki geniş gülümsemeyle kapıda belirdiğinde henüz selamlaşmaya fırsat bulamadan yanındaki adama döndü ve gülüşü hızlıca soldu. Kaşları şaşkınca aralanmış vaziyetteyken Olillon'u baştan aşağı süzmüş ve gözlerini fazlaca gösterişli adamın üzerinden zorlukla ayırarak Jimin'e dönmüştü.
Bir süredir görüşmediği Jimin'e, "Hoşgeldin," derken yanlarında dikilen adama kaçamak bakışlar atmadan edemiyordu. Nitekim uzun, mor saçları ve gri gözleriyle inanılmaz derecede sürreal bir hali vardı. İşin daha da tuhaf yanı, bu adamla sokakta karşılaşsa doğrudan aklına gelecek ismin Jimin olmasıydı; zira çapkın denilebilecek arkadaşının böyle bir adamı görüp de ona asılmaması imkansızdı.
Bakışları kapının önünde dikilen iki adamın arasında gidip gelmeyi sürdürürken uzun olanın kimliğini merak ettiği ortadaydı. Haliyle Jimin bariz soruyu duymaya ihtiyaç duymadan, "Çocukluk arkadaşım," diye açıkladı. "Memleketten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
olillon || kookmin
Fanfiction"Diyelim ki sana yardım edebilirim... Bunu neden yapayım?" "Çünkü bunu yapmazsan seni öldürmek zorunda kalırım." uzaylı!jungkook insan!jimin