Merhaba çiçeklerim~ biraz geciktim bu hafta kusuruma bakmayın lütfen 😔
Aslında Olillon'u istikrarımı koruyarak bitirme konusunda çok kararlıydım ama maalesef bir süre koruyamayacağım çünkü evleniyorum da biraz, günler koşturmacalı geçiyor 🥲 Yine de elimden geleni yapacağım, söz 💜
Keyifli okumalar 🍃
🛸🌲✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Namjoon depodan getirdiği votka şişelerini barın arkasındaki mini buzdolabına dizerken, "Yoğunluk başlamadan mutfağı toparlar mısın?" diye sordu. Arkadaşının bu talebine karşın vereceği tepkinin pek de ılımlı olmayacağını bildiğinden yüzüne bile bakmamış, kendi kendine konuşur gibi bir anda söyleyivermişti.
Jimin elbette ki onu yanıltmadı ve boş süt kutularını çöp poşetine koyarken, "Neden Ari'ye değil de bana söylüyorsun?" diye sordu. "Mutfakta çalışan o."
"Sen patronun yeğeni değilsin de ondan."
Haklıydı; halihazırda araları limoni iken Ari'yi karşısına alacak hali yoktu. Lakin Jimin tezgahın altına gelişigüzel fırlatılmış olan son süt kutusunu da poşete koyup boştaki elini beline yerleştirirken bundan pek hoşnut görünmüyordu. Tek kaşını kaldırarak, "Yamak da değilim ama şefin arkasını ben topluyorum nedense," dedi, ukala bir şekilde.
İş tanımları arasında mutfağı kapsayan bir madde olmadığından haksız sayılmazdı. Öte yandan Namjoon'un iş tanımları arasında da Jimin'in arkasını toplamak yoktu sonuçta, fakat mütemadiyen bununla uğraşıyordu. Yine de bunu gündeme getirmek yerine yaptığı işe devam etti ve başını tezgaha çevirdiği kısacık vakitte gözü tanıdık birisine ilişti.
Jay'in doğruca kendilerine yürüdüğünü görünce, "Ağzın çalışacağına elin çalışsın diyeceğim de, seninki geliyor," dedi, yarım ağız gülümserken. Anlaşılan az sonra Jimin, sanki çok sıkı çalışıyormuş gibi hepten salıverecekti.
Tahminlerinde yanılmadı; arkadaşı elindeki çöp poşetini hızlıca büzüştürüp tezgahın altına gelişigüzel savurduktan sonra elini saçlarının arasından geçirerek şöyle bir çekidüzen verdi ve Jay yanlarına ulaşıp kolunu beline dolayana dek çapkınca gülümsedi. Namjoon bu hallerine sıklıkla şahit olduğundan gözlerini devirmekle yetinmiş, tezgahın altına savurduğu poşeti alarak yarım bıraktığı işe devam etmişti.
Jay, Jimin'in çenesiyle boynunun kesiştiği yere küçük bir öpücük kondurduktan sonra, "Seni çok özledim," diye fısıldadı. Sırf bu yüzden yoğun bir staj günü geçirmesine rağmen yemek bile yemeden, aceleyle yanına gelmişti.
Fakat bu Jimin'i etkilemek için yeterli değildi; yalnızca onu beğendiği için pub'a gelen birkaç kişi tanıyordu. Hatta patrona müşteri çektiğini göstermek adına bazılarıyla flört ettiği bile olmuştu. Yine de böyle etkileyici birinden ilgi görmek hoştu, bu yüzden yeterince kibar bir cevap vermese de samimiyetle gülümsedi. Gündüz yaşadığı malum olayın ardından onu özlediğini söylemeye dili varmıyordu.
