Merhaba çiçeklerim 🙆🏻♀️
Size olaylı bölümlerden önce şöyle bir soluklanma bölümüyle geldim.
Umarım uzaylı Jungo'muzu tanırken güzel vakit geçirirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum~
Bu arada biz bize olmanın güzel bir yanı var, yorum yapan herkesi tanıyorum resmen ldjdldmdk ve çok özlüyorum yerim sizi 🥺
Keyifli okumalar~
🛸🌲✨
Uzunca bir süre varlığından yoksun kalmış küçük yatak odası göğsünün hafiften daralmasına sebep olduğunda yatakta doğruldu ve duşun ardından kurutmayı es geçtiği kabarık saçlarını parmaklarıyla gelişigüzel taradı. Yatağının hemen yanındaki pencere sonuna dek açık olmasına rağmen dışarıda yaprak kımıldamıyordu ve haliyle tavan arasındaki oda ancak bir çöl karıncası için yaşanılabilir haldeydi.Tüm bu sıkışıklık hissi yaşadığı günün hazmedilemeyecek derecede olağanüstü olmasından da kaynaklanıyor olabilirdi. Gözlerini sıradan bir uyku çekmek adına kapadığı son kez bir uzaylı tarafından akıldışı bir yöntemle kaçırılmış olmasaydı eğer, uyumak çok daha kolay olabilirdi.
Bıkkınlığının işareti olarak sesli bir nefes verdi ve bir bardak soğuk su içme bahanesiyle odasını terk etti. Bir yandan odasından çıktığında pek de uzakta kalmayan küçük tip buzdolabına doğru sarsak adımlarla yürürken bir yandan da Jay'in yolladığı fazlaca cüretkar gece mesajlarına cevap yazmaya çalışıyordu. Gündüzleri tam bir beyefendi olan müstakbel erkek arkadaşının gecenin ilerleyen saatlerinde büründüğü kişilik hakikaten şaşırtıcı derecede farklıydı.
Yalnızca telefonundan gelen ışıkla yorulmuş gözleri hızlıca doldu ve peşi sıra genişçe esnedi. Bu sırada Jay'in hala uyumadığını belli eden mesajı yeniden ekranda belirmiş ve Jimin, aniden gelen farkındalıkla başını telefondan kaldırmıştı.
Gözleri karanlığa henüz alışmadığından olsa gerek, yalnızca birkaç adım ötesindeki kanepede uyuyor olması gereken uzaylıyı seçemiyordu. Olduğu yerde kalarak objeleri seçebilene kadar etrafı gözledi ve nihayetinde bulunduğu odada yalnız olduğundan emin oldu.
Uzaylının nerede olabileceği sorusunun cevabı terasın ardına dek açık vaziyetteki kapısında gizliydi. Kapının iki yanından sarkan tül perdeler gecenin sakin rüzgarında hafif hafif salınıyordu.
Jay'in mesajını cevapsız bırakarak terasa doğru ilerledi ve beklediği manzaraya kavuştuğunda omzunu kapının pervazına yaslayıp, ağırlığını tek bacağına verdi.
Olillon, gündüz de tercih etmiş olduğu ikinci el sandalyeye kurulmuştu fakat bu kez olması gerektiği gibi masanın yanında değil, terasın sokağa en yakın tarafında oturuyordu ve sandalyeyi neden oraya çektiğini açıklar şekilde gökyüzünü izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
olillon || kookmin
Fanfiction"Diyelim ki sana yardım edebilirim... Bunu neden yapayım?" "Çünkü bunu yapmazsan seni öldürmek zorunda kalırım." uzaylı!jungkook insan!jimin