二十七

840 128 445
                                    

Merhaba çiçeklerim 💜

Biraz geciktim, kusuruma bakmayın. Umarım sonraki bölümleri de geciktirmem çünkü olaylı kısımlara giriş yapıyoruz bu bölümle beraber.
Sanki burnumuz boktan kurtulabilmişti de...

Neyse kaosa yaklaştıkça kurtuluşumuza da smutlara da iyice yaklaşıyoruz, öyle düşünün şdjdlfmkf

Tam bol bol yorum yapılacak bir bölüm. Bilginiz olsun beklentim büyük yani 🦦

Keyifli okumalar~

🛸 🌲✨

Namjoon'un, arkadaşlarının öpüşüp koklaşmaları eşliğindeki yavan kahvaltısı Jin'in gelip onu gerçek bir kahvaltıya götürme teklifiyle sekteye uğradı ve yeşillikler arasındaki huzurlu ortamları, Jimin de derse gitmek zorunda olduğundan belli bir no...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Namjoon'un, arkadaşlarının öpüşüp koklaşmaları eşliğindeki yavan kahvaltısı Jin'in gelip onu gerçek bir kahvaltıya götürme teklifiyle sekteye uğradı ve yeşillikler arasındaki huzurlu ortamları, Jimin de derse gitmek zorunda olduğundan belli bir noktada sona erdi. Sorun değildi, bir buçuk saatlik sıkıcı dersin ardından yanlarına dönüp yeniden Jungkook'un kollarına atlayabilir ve Tae'nin söylenmeleri arasında onu liseli, heyecanlı bir aşık gibi öpmeye devam edebilirdi.

Ağzındaki çikolatanın ambalajını merdivenlerin bitimindeki çöp kutusuna atacaktı ki, bir anlığına duraksadı ve suratında aptal bir gülümsemeyle usulca cebine yerleştirdi. Dudağındaki gülücük olillonun parlak, pembe paketi, "Seveceğin bir şey benziyordu," diyerek utana sıkıla uzattığı anı düşündükçe giderek genişliyordu. Gerçekten hayret vericiydi ama milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki yabancı bir galaksiye ait olmasına rağmen uzaylı, komik derecede sevimli bir jest yaparak ona bir hediye almıştı. Ne zaman böylesine romantik bir ruha dönüştüğünü bilmiyordu ama elbette cebindeki çikolata kokulu küçük, sıradan ambalajı ömrünün sonuna dek saklayacaktı.

Uzun öpüşme ve frambuazlı çikolata seansı öyle susamasına sebep olmuştu ki bir şişe suyu tek dikişte kana kana içti, boş şişeyi çöp kutusuna atttı ve ardından sesli bir nefes verdiği sıra köşeyi dönerek, kendisini bekleyen tatsız manzara ile karşılaştı.

Mina sınıfının önünde, sırtını duvara yaslamış halde ayakta dikiliyordu ve doğruca üzerine doğrulttuğu gözlerine bakılırsa, kendisini bekliyordu. Okudukları bölümün alakasızlığı ve Mina'yı daha önce bir kere bile o binada görmediği düşünülürse ziyaretinin sebebi açıktı. Bir sıkıntısı vardı ve kollarını göğsünde bağlamış, bir avcı gibi harekete geçmeyi bekliyordu.

Evet, şaşırmıştı ama adımları bir anlığına bile duraksamadı. Bütün soğukkanlılığıyla koridor boyunca yürüdü ve ona göz ucuyla bile bakmadan, sınıfa girmeyi hedefledi. Fakat anlaşılan Mina'nın buna izin vermeye niyeti yoktu.

Yanından geçip gideceği sırada aniden Jimin'in  kolunu kavradı ve onu kendisine çevirerek, yüz yüze gelmelerini sağladı. Bakışlarında dikkate değer bir öfke yoktu. Senelerdir yıldızları barışmamış olduğundan birbirlerine hep hoşnutsuz gözlerle bakarlardı. Haliyle ifadesiz suratı halihazırdaki koşullara göre ılımlı bile sayılabilirdi.

olillon || kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin