Size wattpad hayatımın en uzun bölümüyle geldim.. 8K...
Umarım keyifle okur ve bol bol yorum yaparsınız. Üzerinde çok mesai harcadım, hak ediyorum bence yorum okumayı şejdldmdk Hepinizi çok seviyorum 🥺💜
🛸🌲✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öncekilere nazaran serin sayılabilecek bir akşamdı. Yürüyüş mesafesindeki kampüste uzun zamandır heyecanla beklenen eğlence nihayet gerçekleşmiş, çıkışında da böyle bir eğlencenin tek eksiğini gidermek için içkili mekanlara akın edilmişti. Çeşitli barların yan yana dizildiği dar sokak zaten her zaman için öğrencilerle dolu olurdu, fakat bu kez öyle kalabalıktı ki, birkaç mekanın yalnızca o gün için ek eleman aldığı dedikodusu çevre barlarda duyulmuştu.
Jimin, o elemanlardan birinin beceriksizce taşıdığı dolu tepsiye iki koca bardak daha yerleştirirken, "Yirmi beşe iki highball," dedi, hızlıca. "Sekize de bir şey içip içmeyeceklerini sor. İçmeyeceklerse yavaştan yaylansınlar, masa bekleyenler var."
Bir yandan bar tezgahını özensizce silerken, bir yandan da öylece ayakta dikilen ve zar zor taşıdığı tepsiye yeni bir bardak daha ekleyip eklemeyeceğini merak ederek iri gözlerle kendisini izleyen genç adama, "Hadi," dedi, uzatarak. "Ne bekliyorsun?"
Aceleyle arkasını dönüp birine çarpmaktan son anda kurtulan gence gözlerini devirirken yeni bir tepsi kaparak peşine takıldı. Pek çok kişi eğlenceye neden katılmadığı hakkında sorular sorup durduğundan insanlarla muhatap olmamaya çalışıyor, yalnızca geceyi atlatıp yatağına dönmeyi hedefliyordu. Henüz evden çıkmaya hazır olmadığı konusunda saygı duyulası bir çabayla diretse de Namjoon'un kelimenin tam anlamıyla zor kullanarak kendisini duşa sürüklemesinin ardından Pub'a gelmişti ve işin doğrusu yoğunluğu iyi idare ediyor sayılırdı. Belki de tüm bu zaman boyunca dikkatini dağıtacak bir şeylere ihtiyacı vardı, hem böylece Taehyung da bütün gece sarhoş arkadaşıyla uğraşmasının bir ödülü olarak teslim tarihi yaklaşan grup ödevini tamamlamak için arkadaşlarıyla birkaç sokak ötedeki kafeye gidebilmişti.
Gecenin favori içeceğini henüz oturacak bir masa bulabilmiş olan çifte servis ederken yan masanın bakışları altında neredeyse buharlaşacaktı fakat yine de soğukkanlılığını koruyarak, Jay'e ya da aptal kulüp arkadaşlarına göz ucuyla bile bakmadan, doğruca bara yöneldi.
Adam önceki günlerde de olduğu gibi daha mesaileri başlamadan Pub'a gelmiş, kafayı bulmuş halde Jimin'in gelmesini beklemişti ve onu karşısında gördüğü anda da, "Jimin," diye bağırmıştı. "Lütfen konuşalım!"
Böyle olacağı belliydi, Namjoon önceki akşamlarda yaşadığı deneyimleri arkadaşına ileterek Pub'ın kapısında karşılaşacakları görüntü hakkında hazırlıklı olması için tavsiyelerde bulunmuştu bile.
