0.5

4.5K 730 562
                                    

Chan gece yarısı eve dönerken kapıyı açıp içeri girmesi ile mutfaktaki açık ışığı fark etmişti, şaşkınlıkla gözleri oraya gitmişti ki "Selam," diyerek elinde sodası ile mutfaktan çıkış sırtını duvara yasladı Hyunjin.

Arkadaşına göz kırptı. "Saatlerdir ortalıkta yoksun, telefonun uzun zaman sonra sessizde ki aramalarımızı görmedin ve senden gelen son haber 'Lee Seungmin' ile görülmen. Aşık mı oluyorsun Bang Christopher?"

O sodasından bir yudum almış, Chan ise gülerek saçlarındaki şapkayı çıkarmak adına elini kafasına atmıştı ama gelen boşlukla derin bir nefes vermiş, kafa sallamıştı. Seungmin gitmeden şapkayı kendisinden almıştı, galiba şapkasını yokluğuna alışmalıydı.

"Belki," deyip gülerek salona doğru ilerledi. Hyunjin de tek elini şortunu cebine atıp yanına oturmuş, ayaklarını masanın üstüne uzatmıştı. Chan esnedikten sonra koltukta aşağı doğru kayarak kafasını arkadaşının omuzuna yaslamıştı.

"Seungmin şu sıralar..." Uygun kelimeyi düşündü. "Her şeyden kaçış alanım?"

"Safe place?"

"Aslında öyle demek için çok erken," dedi dürüst bir şekilde. Hyunjin'in uzattığı sodadan bir yudum almış, geri ona vermişti şişeyi. "Ama bir o kadar da yerinde bir tabir."

Güldü ve kafasını hafifçe çevirip kaldırarak Hyunjin'e baktı. "Bay Hwang, Seungmin'i de benden uzaklaştırmak için türlü türlü oyunlar oynayacak mısın?"

Espriyle karışık bir gerçeği soruyordu aslında çünkü Hyunjin onlara, arkadaşlarına, gerçekten çok düşkündü ve bu zamana kadar türlü oyunlarla Chan'ın da, Changbin'in de, Jisung'un da çevresinden çoğu kişiyi uzaklaştırmıştı.

Hyunjin gelen soru ile kahkaha attı. "Senin ilgilendiğin birini uzaklaştırmam Chan," deyip parmak uçları ile Chan'ın alnına vurdu. "Benim sinirimi bozan, size zorla yanaşmaya, sahte samimiyetle kurmaya çalışan kişiler. İyi de yapıyorum."

"Acıdı ya."

"Hak ediyorsun."

Chan onun omuzundan kalkıp rahatça sodasını yudumlayan Hyunjin'e dönüp güldü. "Seungmin ile benziyorsunuz, ikinizde de belli etmeyen ama içinde şeytan olan bir taraf var. Sadece sen bizle, o da abisi ile uğraşıyor."

"Seungmin ile iyi anlaşacağız desene," deyip fark ettiği şeyle kaşlarını çattı Hyunjin. "Abisi mi? Ne alaka?"

"Manyağın teki." dedi Chan, arkadaşının sodasını alıp tek dikişte bitirmişti. "Seungmin benimle diye kafayı yiyor, açıkçası ben de onu kudurtmaktan zevk almaya başladım. Şey adı, neydi... Lee Minho?"

"Boksör?"

"Hım, ondan."

Hyunjin kaşlarını çattı. "Kardeşini on beş yaşında mı sanıyor, boş yapıyormuş. Kudurtmaya devam et." Ekledi. "Ama boks müsabakanız olursa ön sıradan izlerim, oyum senden yana Chan."

"Teşekkürler canım." Chan ayağa kalktı ardından da elinden tuttuğu Hyunjin'i kaldırmış "Yatman gerek," deyip omuzlarından tuta tuta onu misafir odasından çok artık Hyunjin'in kişisel odası olan odaya doğru ilerletmeye başlamıştı. "O yüz için binlerce marka sıraya giriyor, git güzellik uykunu al."

Arkadaşı bir modeldi ve cidden de yüzü için tüm markalar önüne seriliyordu. Hyunjin şımartılma hissi ile gülmemek için kendini tutarken Chan "Senin o dışarıda gösterdiğin artist tavırların bana sökmez," deyip yatağını açmıştı.

Hyunjin bununla beraber kahkaha attı, dışarıya fazlası ile sert ve soğuk dursa da arkadaşları ile yalnız olunca çoğu insanın görmediği o yumuşak hali açığa çıkıyordu.

tokyo night, seungchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin