Sosyal medyanın aniden art arda patlayan iki ilişki haberi ile dolup taşmasından sonra Seungmin, Chan ile sevgili olduklarını Minho'ya şirinlik yaparak söylemişti. Birkaç tripten sonra kendini hemen affetirirken rutin hayatına geri dönmüştü.
Geri dönüşün olduğu gün heyecanlıydı çünkü hem uzun zamandır çalıştıkları geri dönüş vardı ve hem de bugün Chan geliyordu. Kameralar hazırlanırken "On saniyeye başlıyoruz!" uyarısı geldiği gibi Somi dahil herkes hızlıca yerlerini aldı.
Sahne kıyafetleri canlı renklerden oluşuyordu, Seungmin'in başında desenli bir şapka varken beyaz tişörtü onun altında ise yarısı şort yarısı etek olan bir kıyafet vardı. Şarkıyla eş zamanlı olarak hareketlerine başladıklarında stüdyoyu Somi'nin sesi doldurmuştu.
Tüm dansçılar olarak koordine bir şekilde hareket ediyorlar, kendilerine düşen görevi yapıyorlardı. Keskin el hareketleri esnasında bileğinden düşüp giden bilekliğine bakmış hızla ve onu sahne bitiminde almayı aklına not ederek dansına kaldığı yerden devam etmişti.
Uzun bir süredir çalıştıkları gibi son kısmı Somi, Jae'nin dizine oturarak bitirdiğinde kamera arkasındaki ekipten bir alkış sesi gelmiş, kendi aralarında hatasız kayıtla zaferle gülümsemişlerdi.
Kameralar kapandığı gibi çalışanlara su verilirken Seungmin koşarak düşüp giden bilekliğini aldı hızla, Felix'in hediyesiydi ve gerçekten çok değer veriyordu kaybetmek istemezdi.
"Süperdi!" dedi Felix ellerini birbirine vurarak. "Çok güzel oldu, izlemek ister misiniz?"
Somi anında kabul ettiğinde Felix gülmüş ve telefonuna gelen kayıtı ona izletmek için ikisini sahneden çıkarmıştı.
"Lee Seungmin?"
Seungmin personelin sorusu ile kaşlarını kaldırıp merakla öne çıktı. "Benim?"
Kadın ona gülümsedi. "CB97 kayıt binasının önünde, haber verilmemiz istendi."
"Ne?"
Seungmin duyduğu şeyi idrak ettiği gibi hızla sahneden fırlarken arkaya geçip asansöre binmiş ve giriş katı tuşlamıştı. Chan bugün gelecekti ama akşama doğru gelir sanıyordu, tam da kayıt bitmişken beklemiyordu!
Asansörün kapıları açıldığı gibi içinden çıkarken merakla gözlerini etrafta dolaştırdı, binadan çıkmış ve çok geçmeden de arabasının önünde telefonla uğraşan sevgilisini gördüğü gibi ona doğru ilerlemeye başlamıştı.
Chan ıslık çaldı. "Gün geçtikçe güzelleşmen gerçek mi ya?"
Hızlandı ve koşarak boynuna atladı. "Seni çok özledim!"
Chan'ın elleri beline sarıldı. "Ben de seni çok özledim," Seungmin'i sıkıca sarıp ellerini ince belinde gezdirmiş, başını omuzuna koymuştu. "Bir hafta geçmedi bir türlü."
"Tanrım," dedi Seungmin geri çekilip. "Gerçek big hug'ımı aldığıma göre rahatça hayatıma devam edebilirim." Duraksadı. "Çok özledim, bir daha sarılacağım."
Sözleri biter bitmez tekrardan kollarını Chan'ın boynuna sardığında Chan da reddetmeden ona sarılmış ve bir süre sonra geri çekilmişlerdi. "Geri dönüşünüz için tebrik ederim," dediğinde Seungmin gülümsedi.
"Teşekkür ederim, seni akşam bekliyordum."
"Öyleydi," deyip kabul etti. "Bileti erkene çektim sadece. Çok ani oldu, haber vermek yerine sürpriz yapmak daha cazip geldi, iyi ki de yapmışım. Bu kıyafetler sana çok yakışmış."
Şapkasına vurduğunda Seungmin güldü. Tekrardan teşekkür edip Chan'ın yanağına bir öpücük bırakmış "Öyleyse çantamı alıp geliyorum." demişti. "Beş dakikacık bekler misin?"