Minho ile Hyunjin'in evden çıkmasının üstünden birkaç saat geçmiş, Seungmin salonda uzanırken sırıtıyordu. Her şeyden önce Minho ile arasının düzelmesine gerçekten çok mutluydu ve Hyunjin'in de abisini gerçekten sevdiğini gözleriyle görünce ikisinin ilişkisine de mutlu olmuştu.
Telefonunu çıkarmış Felix'e yarınki programı soracakken açılan kapı ile hafifçe doğrulup evin girişine baktı. Minho anahtarı kenara bırakmış ardından da ilerleyip kendini kardeşinin yanına atmıştı.
"Ee," dedi bir tepki almak istercesine. "Düşüncelerin neler?"
"Çok mutlu oldum sizin adınıza Minho Bey," deyip ona baktı. "Sonunda birazcık dayak yesem de çok güzel bir tanışmaydı, şok oldum ya. Resmen koskoca Hwang Hyunjin, damadımız."
Minho bu cümleyi beklemediği için kahkaha atarken Seungmin de ona gülmüş ve "Kısacası," deyip elini tutmuştu. "Mutlu oldum abiş, senin de mutlu olmana sevindim."
Aralarındaki sessizlik bir süre devam ettiğinde Minho'nun aklına Chan ile yaptığı konuşma gelmiş bu sefer aynısını Seungmin'e sormuştu. "Chan'a karşı bir şeyler hissediyor musun?"
"Hım," dedi Seungmin reddetmeden. "Çok hoşlanıyorum ondan ama bu aralar çok konuşamıyoruz. Ben seninle ilgileniyordum, törenler falan da vardı. Geri dönüş var birkaç güne biliyorsun, o da meşgul. Şimdi de Amerika'da."
"O senden hoşlanıyor mu?"
"Konuşmanın sonunda dayak yiyecek miyim?"
Güldü. "Bilmem. Bunu senin cümlelerin belirler."
"O da benden hoşlanıyor, söyledi yani."
"İyi."
Minho kalkıp giderken Seungmin şaşkınca arkasından baktı. "Ne? Bu kadar mıydı?"
Kafa salladı. "Tamam sevgili olun, bunu da ben mi diyeyim? Gidiyorum uyuyacağım."
"Şaka gibisin abiş."
Ama hemen Minho'nun arkasından kalkmış, onunla uyumak için peşinden ilerlemişti. Sabah eski rutinlerine dönerken Minho Seungmin'i şirkete bırakarak geri eve döndü, yarım bıraktığı dizilerini izlemeye başlamış Seungmin ise Somi ve geri kalan dansçılar ile beraber tüm gününü pratik yaparak geçirmişti.
"Seungmin," diyerek elinde tableti ile odaya girdi Felix. "Senin ikinci gün Inkigayo kıyafetinin beli boldu ya o halledildi. Jae Hyung senin kıyafetlerin de tamamlandı, diğerlerinizin ki de hazır. Somi noona için her şey tam zaten, okey hazırız."
Somi uzun saçlarını yukarıdan bağlayıp yüzüne yapışan birkaç teli geri attı. Bu geri dönüşte Somi için ana dansçı Jae olacaktı, genellikle partner lazım oldu mu her era bir başkası oluyordu ve bir önceki Seungmin iken şimdi Jae'ye geçmişti.
"Bitiş pozunu nasıl yapsak diyorum," dedi konuşmaya girerek. Koreograflar ve dansçıların hepsi toplanırken hocalardan biri "Omuzuna otursan nasıl olur," demiş, Jae yere tek dizinin üstüne çökerken Somi onun omuzuna oturarak bacak bacak üstüne atmıştı. "Böyle?"
"Bitiş parti çok hızlı hareketlerle oluyor," dedi Jae, Somi'ye destek olup. "Dengesini koruyamaz şimdi bile zorlanıyor."
Seungmin kaşlarını kaldırdı. "Dizine otursa? Sen ondan önce yere çöküyorsun zaten bizimle beraber, Somi noona da geri geri geliyor. Omuzun olursa düşebilir ama dizine otursa sen de düşmemesi için destek olabilirsin arkadan."
"Öyle deneyelim, son şartı Jae ve Somi tekrardan yapın bu sefer Somi, dizine otur."
"Okito."
Somi ayağa kalkarken şarkıyı başlatmışlar, Jae ile ikisi son kısmı yaparken Jae yere tek dizinin üstüne çökmüştü. Somi de kendi kısmını yapıp geri geri ilerledi ve Jae'nin onun beline dokunması ile yaklaştığını anlamış dizine oturmuştu.