"Seungmin?"
Seungmin gülümseyerek elindeki torbayı havaya kaldırdı. "Selam." Ekledi kıkırdayarak. "Hyunjin bize gelince ikisi arasında sıkıldım, yanına gelmek istedim. Bira?"
Chan yalnız başına olduğu evde bilgisayarı ile uğraşırken karanlığı ve sessizliği bozan şey geç saatte çalan kapısıydı. Duyduğu cümleler ile güldü ve kapıyı aralayıp elini sevgilisinin beline sardı.
"Hoş geldin ama gece salmam seni haberin olsun."
"Ben de kalmaya gelmiştim zaten canım."
Elindeki torbayı bırakıp Chan'ın boynuna sarılmış, "Hoş buldum," diyerek ensesine bir öpücük bırakmıştı. Geri çekilip karanlık eve baktı. "Uyuyor muydun?"
Chan kapıyı kapattı arkasından. "Hayır, bilgisayarda oyalanıyordum öyle."
Seungmin sırt çantasını Chan'ın odasına bırakıp gelmiş, koltuğa uzanıp "İşin varsa devam et," demişti ki Chan "Senden başka önemli işim yok," diye cevap vermesi ile sırıtarak onun göğsüne yayıldı.
Birkaç gün önceki maçta Hyunjin ve Minho'nun ilişkisini arkadaş gruplarında tamamen herkes - Felix ve Jeongin dahil - öğrenirken Chan, Changbin, Jisung üçlüsü şoktan konuşamamış, Jeongin 'vardı bir haller Hyunjin'de zaten' demiş, Felix ise olayı en son öğrenen o olduğu için Minho'ya naz yapmış ardından da bağırmıştı.
Chan masanın üstüne bıraktıkları torbadan soğuk biraları çıkarıp önce Seungmin için bir tanesini açıp eline verdi ve ardından da kendisi için alıp bir yudum içti. "Yarın önemli bir işin var mı?"
"Hayır." deyip bacaklarını kendine çekti Seungmin. "Senin?"
"Yok." dedi Chan, Seungmin başını kaldırıp ona baktığında o da başını eğerek sevgilisinin dudaklarına dudaklarını bastırmış, bir öpücük bırakıp dudaklarının üzerine fısıldamıştı. "Seninle sarhoş olmak istiyorum."
"Olalım bakalım." dedi Seungmin, tekrardan öptü onu. "Sarhoş."
Geri çekildiklerinde ikisi de biralarından birer yudum almışlar, Chan dizine laptopu çekerek şarkı açmıştı. Şarkıyı tekrara alıp bilgisayarı geri masanın üstüne bıraktığında "Baby," dedi Seungmin şarkıya eşlik ederek. "I'm failin."
Ekledi. "Sexual tensionı yüksek şarkıları umarım bir tek benim yanımda açıyorsundur."
Chan kıkırdadı. "Yayınlarda daha masum şarkılar açmayı tercih ediyorum."
"Yayın demişken, hayret,", dedi Seungmin. "Hyunchan diye dolaşmıyorlar etrafta, çok şaşkınım."
"Bana Hyunjin deme." İç çekti. "Bula bula abini bulmuş."
"Abimin neyi var be! Zeki mi zeki, yakışıklı mı yakışıklı, kaslı mı kaslı mis gibi adam. Oh, canım abim." Chan'ın dudaklarını tutup büzdü. "Hiç öyle bakma, abimin yanında da seni böyle övüyorum. Isının artık birbirinize."
"Senin o dediğinin uzayda bile gerçekleşme ihtimali yok."
"Uzaya gerek yok canım, burada gerçekleşse yeter."
"Bakarız bakarız," deyip biradan içti Chan. Minho pek konuşmak isteyeceği bir konu değildi şu an, aklına gelen şeyle gülerken Seungmin onun göğsünden çekilip uzanma yönünü değiştirerek karşıya geçmiş ve ayaklarını Chan'ın kucağına uzatmıştı.
Chan ona baktı sırıtarak. "Liseden elli bir ortalama ile mezun olduğun doğru mu?"
Seungmin şokla ona baktı. "Onu sana kim söyledi?"