Bara gidecekleri kesinleşen dörtlüden ilk odasına koşan Seungmin olurken hızlıca dolabını açmış ve "Hyunjin!" diye seslenmişti. Hyunjin ondan kıyafet alacağı için oyalanmadan yerinden kalktığında Seungmin kendi kendine güldü.
"Hwang Hyunjin benim dolabımdan giyinecek, şaka gibi ya. Ay ünlü modacı oldum haha."
"Tüm zekilik genleri Minho'ya gittiği için mutlu hissediyorum," diyerek odaya giren Hyunjin ile Seungmin ona dil çıkarıp poposunu sallamış sonra da kendi kıyafetlerini alıp geri çekilmişti.
"İstediğini giy."
O hızlıca kendi üstüne aldığı siyah gömleği geçirip bacaklarına da aynı renkteki kot pantolonu çekmiş, Hyunjin tarzını hava sıcak olduğu için sıfır kollu bir tişört ve siyah pantolondan yana kullanmıştı.
Seungmin kendisine makyaj yaparken onun yatağında oturmuş, telefonu ile ilgilenen çocuğa bakıp iç çekti. "Zamane gençleri işte."
"Çok konuşuyorsun velet."
Seungmin yüzünü buruşturdu taklit eder gibi yapıp. "Sizden küçük olabilirim ama benim sevgilim hepinizden büyük, ağlayın haha."
"Dilf sevmenle ilgilenmiyorum."
"Chan! Hyunjin sana-"
"Minho senin bu kardeşini öldüreceğim!"
"İmdat! Yeto yani tamam mı, çok üstüme geliniyor bu evde."
"Ne?" diyen Minho kapıyı açtı. Seungmin fırsatını bulduğu gibi hemen yanlarından tüyerken mutfakta durmuş su içen sevgilisinin yanına koşmuş, bardağını tezgaha bırakıp ona göz kırpan Chan'la da kollarını boynuna sarıp hızlıca dudaklarından öpüp geri çekilmişti.
Chan elini onun beline attı. "Niye bağırıyordunuz?"
"Damadımız çok agresif." Kafasını salladı iki yana. "Hiç tasvip etmiyorum yani, hiç yanım hanımcık değil."
Bunu beklemeyen Chan gülmeye başladığında Seungmin bir kez daha onu öpmüş, elini cebine atıp Chan'ın cebinden çıkardığı sakız kutusundan ağzına bir tane sakız atmıştı. Bir tane sakızı da sevgilisinin dudaklarının arasına yolladığında mutfağa giren Minho kutuyu ondan aldı.
Ne Chan ne de Seungmin bir şey demiş, Minho sakızdan bir tane alırken "Artık benim," diyerek kutuyu ceplemişti. Araba anahtarını alıp geldi. "Çıkalım hadi."
Chan göz devirdi. "Sigara cepliyor sanki, adama bak."
"Sakız aldık, götünü mü aldık, boş yapma."
"Aman aman al, demiyorum bir şey babalık."
Seungmin bir kahkaha attığında Chan onun unuttuğu telefonunu da hızla alıp evden çıkmış, önden ilerleyen sevgilisinin cebine sıkıştırıp yanına geçmişti. İki arabaya da ikili ikili dağıldıklarında Chan'ın gösterdiği mekana gideceklerdi.
Bu yüzden Chan direksiyonu kırıp arabayı öne geçirmiş, Seungmin de üst taraf açılırken ellerini kaldırıp sırıtmıştı. "Aklıma Tokyo geldi!"
"Bugünkü şarkı benden olsun," diyen Chan ZAYN ve Taylor Swift'in I Don't Wanna Live Forever şarkısını açarken telefonunu kenara bırakmış ve hızını arttırmıştı. Fazlasıyla geç bir saatte dışarı çıktıkları için haliyle yollar boştu.
Arabayı bildiği güzel bir mekanın önüne çektiğinde Minho oraya baktı. "Duymuştum burayı."
"Güzel ya," diyerek sevgilisinin elini tuttu. "Beğeniyorum ben burayı, Hyunjin ile güzel fotoğraf verin babalık."