Seungmin ve Somi'nin performansı 🧚🏻♂️
***
Ödül törenleri demek Seungmin'in ve Somi'nin tamamen meşgul olması demekti. Sıfır moralle dans etmek ne kadar zor olsa da Seungmin bir yandan da onu meşgul edecek bir şeyler olmasına seviniyordu.
Minho ile aynı evin içinde yabancı gibi geçirdikleri günler onu ev ortamından soğutmuş kendini tamamen şirkete hapsetmişti. Chan ile de eskisi kadar sık konuşmuyorlardı, bunun dahi insanların diline kanca olduğunu biliyordu ama abisi ile arası bu kadar berbat iken İnterneti kapattığı an yok olacak kişileri umursayacak kafada değildi.
Felix ödül töreninin başlamasına dakikalar kala pratik odasına son hareketlerini yapan arkadaşını izlerken "İyice çöktü," demişti Somi'ye bakarak. "Of unnie ya, çok üzülüyorum. Bize gel diyorum, bize de gelmiyor. Kafasını dağıtacak hiçbir şey yok dans dışında."
Somi ona baktı. "Chan?"
"Chan ile de pek görüşmüyorlar," demişti Felix. "Aralarının bozulma sebebi biraz da Chan ile olup sınırları aşmasından dolayıydı. Chan da ona alan tanıyor Seungmin iyi olsun diye, öyle."
Somi bununla kafasını sallamış ve "Seungmin?" deyip ayna karşısında yavaşça hareket eden gencin dikkatini kendine çekmişti. Seungmin ona doğru döndüğünde elini kaldırıp çağırdı. "Gelsene biraz."
Bacaklarının üstündeki minik örtüyü alıp kenara bırakmış ve ayağa kalkmıştı Somi, Seungmin yanına gelirken. Kolunu uzatıp gülümsedi. "Biraz dışarı çıkalım."
Seungmin kabul etmiş, Somi'ye destek olarak yan yana binadan çıkmışlardı. Arka tarafta birkaç sanatçı daha vardı, kimisi muhabbet ediyor kimi de sigara içiyorken Somi elini Seungmin'in ceketine atıp oradaki sigarasını çıkarmış ve yakmıştı.
"Fotoğrafını çekerler," dedi Seungmin etrafa bakarak. Neredeyse attıkları her adımı dahi çektikleri için uyarma ihtiyacı hissetmişti, kafasını çevirmesi ile beraber az ötede duran ve sigara içen Changbin'i hemen ardından da yanındaki Jisung'u görmüştü.
Changbin ile göz göze geldiklerinde birbirlerine kısa bir baş selamı verdiler, Somi sigarasını yakarken güldü. "Pek umurumda değil."
Tören için hazırlanmıştı, uzun sarı saçları düzleştirilmiş siyah bir mini elbise giymişti. Yapılı tırnakları ve güzel elleri elindeki sigaranın daha güzel durmasını sağlarken "Üşüyeceksin," deyip ceketini çıkardı Seungmin.
Ceketini ona giydirdiğinde aklı Chan'daydı. Jisung ve Changbin buradaysa Chan da burada olmalıydı ama arkadaşlarının yanında değildi.
Somi ona baktı. "Minho açmıyor mu aramalarını hâlâ?"
Cıkladı. "I, ıh. Konuşmuyor benimle, onu çok özledim. Yarın Amerika'ya gidecek ama biz hâlâ kötüyüz. Sarılamıyorum ona, canım çok yanıyor."
Dolmaya hazır gözleri anında yanmaya başlamış, Seungmin bakışlarını kaçırmıştı. Changbin onu fark ederken "Baksana," deyip çenesi ile ileriyi işaret etti. Jisung konuşmasını kesip arkasını dönmüş ve Seungmin'e sarılan Somi'yi fark etmişti.
"Ağlıyor mu?"
"Evet. Chan'a söylesek mi acaba?"
"Bize düşmez ki." dedi Jisung ilgiyle. Omuz silkti. "Yani belki paylaşmak istemiyordur veya Chan ile ilgilidir direkt, karışmamak lazım." Ekledi. "Ayrıca çabuk iç şunu, üşüdüm."
"Sen geç, gelirim ben."
Jisung bununla beraber kafa sallamış, etrafa bakıp Changbin'in yanağını öptükten sonra hızla içeri geçmişti. Seungmin, başını eğmiş bir şekilde Somi'nin omzunda bir süre gözyaşlarını akıtmış, Somi ise onun sırtını pat patlamıştı.