1.3

3.6K 650 381
                                    

Minho eve girdiği gibi sessizce kapıyı kapatırken az önce karşılaştığı Chan'ın burada olduğunu biliyordu, karanlık evin içinde ilerleyip Seungmin'in odasına girmiş üstünün kapalı olduğunu fark ettikten sonra da kendi odasına geçmişti.

Üstündeki tişörtü sıyırıp kısa bir duş aldıktan sonra üzerini giyinip yatağa uzandı ve telefonunu eline aldı. Gelen mesaja 'eve geçtim' diye cevap vermiş ve uyuyacağını ekledikten sonra da kafasını yastığa koyup gözlerini kapatmıştı.

Seungmin'e hem kızgın hem kırgındı ve onun gerçekten çabalamadığını görmek kırgınlığının büyümesine yol açıyordu. Dönüp dolaştığı yatakta uyuyamazken en son sinirle nefes verip ayağa kalktı.

Araba ve ev anahtarını alıp evden çıktı beklemeden, ezbere bildiği yolları gece yarısı olmasını umursamadan giderken içindeki o can sıkıcı his gitmiyordu. Bu zamana kadar hem kendisi hem de Seungmin ile ilgili tüm sorunları tek başına kaldırmıştı ve bazen dayanamıyordu.

Bu gece de olduğu gibi ve bu yüzden kaçış yerine gidiyordu.

Kendi arabasını onun siyah arabasının arkasına park ettikten sonra gözleri evin açık ışıklarını buldu, beklemeden ilerlemiş ve anahtarla içeri girdikten sonra da kapıyı kapatmıştı.

Duyduğu sesle odasından çıktı ve kapıya doğru ilerledi Hyunjin, Minho'ya baktı. "Uyuyamadın mı?"

"Uyuyamadım." dedi Minho, anahtarı kenara bıraktı telefonu ile beraber. "Sen neden uyumadın?"

"Buraya geleceğini biliyordum, resim çiziyordum seni beklerken."

Minho bu sözlerle beraber duraksarken dudağını kıvırmış ardından da ilerleyip kollarını sevgilisinin beline sarmıştı. Boynuna doğru bir nefes verdiğinde Hyunjin hızla ona sarıldı, desteğe ihtiyacı olduğunu biliyordu ve ona destek olmalıydı.

Çizim odasının ışığı hariç karanlık olan evin girişinde birbirlerine sarılırlarken uzunca bir süre öyle kalmışlar ardından da beraber el ele resim odasına geçmişlerdi. Hyunjin'in çizdiği çiçeği görünce Minho güldü, Hyunjin ışıkları kapattı.

"Odamıza gidelim, boşver şimdi resmi."

"Yine çok güzel çizmişsin."

"Biliyorum, teşekkürler."

Bu cümlesi Minho'nun sesli bir şekilde kıkırdamasına sebep olduğunda Hyunjin de gülümsemiş ve yatak odasına girdiklerinde yatağı açmıştı. İnce örtünün içine yerleşirlerken ikisi de oturuyordu.

"Chan uyutmuş." dedi konuşmaya girerek Minho, gergin bir nefes verip alnındaki saçları geriye attı. "Sinirlerim bozuluyor tamam mı, hiçbir şey yapmıyor bilmiyor. Çabalamayı dahil. Abi diyor ama çaba nerede, o kadar toy ki... Sinirlerim çok bozuluyor."

Hyunjin ona baktı. "Peki buna neden diye sordun mu hiç?"

"Ne?" dedi Minho kaşlarını çatarak, Hyunjin ile göz göze geldiklerinde Hyunjin devam etti. Başını salladı. "Minho, Seungmin çabalamayı bilmiyor diyorsun ama atladığın bir şey var. Seungmin neden çabalamayı bilmiyor?"

Ekledi. "Bu senin yüzünden."

Minho cevap vermemiş, Hyunjin'in konuşmasını beklemişti çünkü kendinden çok tavsiyelerine ve görüşlerine inandığı tek kişi vardı bu hayatta o da yanındaydı.

"Seungmin hiç sensiz kalmamış ki," dedi Hyunjin. "Seungmin ne istese ona vermişsin, hiç bir şeyler için çabaladı mı Seungmin bu hayatta? Dansçı olmak istemiş, dansçı olmasını sağlamışsın. Gitmek istemiş, bilet aşmışsın. İltifat istemiş, iltifat etmişsin. Seungmin'e kızıyorsun ama onun şu anda böyle bilgisiz kalmasını sağlayan kişi sensin."

tokyo night, seungchan ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin