♤ BÖLÜM 3 | HÜZÜN KOKAN DÜŞÜNCELER

275 16 7
                                    

Satırlara yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.

🎧 Wafia - Heartburn

☘️

"Ya olduğun gibi görün, ya
göründüğün gibi ol..."

Hz.Mevlana

Ne tuhaf, yıllar sonra gördüğünde aynı duygulara sahip olduğun insanların sana karşı değiştiğini görmek.

Sen onu bir sözüyle bağrına basacak, haksız ve suçluysa hatasını unutacak kadar sevmeyi isterken, onun seni tepe taklak etmesi ne acınası bir durumdu.

Bu babansa sızısı farklı oluyordu kalpte.

Ruhum daralıyordu.

Sessiz ve bol karın guruldamalı geçen yolculuğun ardından araba, altı katlı apartmanımızın önünde durunca rahat bir nefes bıraktım. Evimi özlemiştim. Yaşadıklarım, öğrendiklerim, hepsi saatler içinde bedenimi derbeder hale getirmişti. Sopayla dövülmüş misali bitkindim.

Aklıma takılan soruyu sormak için emniyet kemerimi çözüp Mir'e döndüm. Gözleri karşı apartmanın yukarı katlarında dolanıyordu. Sebep? "Bu evlilik meselesini," Duraksadığımda o da gözlerini dikkatle baktığı yerden ayırıp bana döndü.

"Bilseler ne olur ki?" dedim çekingence. Belki sabrını sınamamdan ötürü tehdit etmişti. Ya da ben kendimi kandırmak istiyorum. Soruma cevap vermesine göre adım atacaktım. Bakışları durgunca önüne döndü.

Bir eli direksiyonda ritim halindeyken, "Bilmelerini istemiyorum. Benim ailemde dahil hiç kimse hiçbir şeyi bilmeyecek. Kimseyi ayak bağı yapamam. Sadece beş ay, beş ay dayanman gerekecek. Aksi halde beni de çok zor durumların içine sokarsın." dediğinde birkaç saniye sessiz kalıp düşündüm.

İmalarla dolu tehdit sezdim. Anladığım kadarıyla onun açısından önemli bir konuydu. Bu yüzden netti. Omzumdan düşen çantamın kulpunu geri omzuma taktım. Kapıyı açtım ve çıkmadan önce tamamen Mir'e döndüm. "Yarın ne olacak?"

Bugün 1 Ekim'di.

Nikah 3 Ekim'de olacaksa bir günlük boşlukta ne yapacaktık? Hiçbir şey yaşanmamış gibi mi geçirecektim bir günü.

"Ne zaman soracaksın diye bekliyordum. Yarın KARAN Architecture'e gel, imzalaman gereken sözleşme olacak. Birde evlilik süreci hakkında daha detaylı konuşuruz. Olur mu?" dedi gözleri yine şüpheyle karşı apartmanda dolanıp bana dönerken.

"Peki, hayırlı akşamlar." deyip cevabını beklemeden arabadan indim. KARAN Architecture, sabah Eslem'in bahsettiği mimarlık şirketiydi. Sabah öylesine konuşulan konu akşamına beni içine hapsetmişti. İçime sıkıntı dolmaya başladı. Kesinlikle bundan sonra bir konudan bahsederken iki kere düşüneceğim.

Araba ıssızlaşan sokaktan çıkarken apartmanın bahçe kapısına vardım. Demir kapıyı ittirdiğimde duyduğum kedi sesiyle hızla arkamı döndüm. Ses karşı apartmanın ara sokağından geliyordu. İçime doğan korkuyla oraya doğru adımladım.

Nihal'im olabilirdi.

Nihal'im, buraya taşındığımız günden beri yanımdan ayrılmayan kedi dostumdu. Cinsi erkek olsada ben adını itinayla Nihal koymuştum. O da ne zaman öyle seslensem yanıma gelirdi. Ne Beylem'i ne de Eslem'i severdi. Tek beni severdi ve ben kucağıma aldığımda tırmalamazdı.

MECRUH KARANFİL °En Derin Yaram° Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin