Keyifle okumanız dileğiyle, yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayalım.
🎧 Don Toliver - No idea
💔
"Susmak mana eksikliğinden değil,
belki de mana derinliğindendir."Hz.Mevlana
♧
Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken hissettiğim duygular fazlasıyla karışıktı.
"Onu hallet de, Banu'nun hesabı ne alemde?" dedi biri ama kim olduğunu çıkaramadım. Sesi bana fizanda gibi gelmişti. "Tamam, haber verirsin."
"Ne olmuş? Kırabilmiş mi şifreyi?"
"Az kaldı dedi. Birde not kağıdı mı ne varmış, onu hala vermemişsin. Seni bekliyormuş."
"Ne notu?"
"Papatya mevzusu dersen bilir dedi. Ne papatyası, ne notu Mir, Alparslan neyden bahsediyor?"
Bu ismi hatırlıyorum! Papatya mevzusu benim evimin önündeki yaşanan olay olabilirdi. Not kağıdı bendeydi. Odamdaki çekmecemde, küçük takı kutumun içindeydi. Bu ayrıntıyı unutmadan, uygun bir anda ona söylemeliydim, artık ne yapacaksa?
"Zamanı gelince anlatırım Asaf."
"İyi, tamam."
Başım zonkluyordu. Sanki biri kafama baltayla vurmuştu. Vücudumu saran mayışıklık kolumu kaldırmama bile izin vermiyordu.
"Uyanıyor galiba."
Yanımda hareketlenme hissettim. Açılmak için kıvranan gözlerimi sonunda açmayı başardım. Gördüğüm ilk şey nefesimin kesilmesine sebep oldu. Mir'in yüzü yüzüme eğilmiş, mavi gözleri endişeyle parlıyordu. "İyi misin?" diye sordu. Bana mı diyordu?
Yok, mezardaki ebene diyor Naz!
İç ses!
Ne kadar süre baygın kaldıysam boğazım kurumuştu. "İ-İyiyim." dedim boğazımı temizleyerek. Doğrulmaya çalıştım. Bunu anladığında üzerimden çekilip kalkmamı sağladı. Sırtımı koltuğun başlığına yasladım. Salondaydık. Karşımdaki tekli koltukta Asaf, bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
Mir orta sehpadaki su dolu bardağı bana uzattı. "Teşekkürler." deyip aldım ve kana kana içtim. Kuruyan boğazıma iyi gelmişti. Elimde beklettiğim boş bardağı alıp sehpaya bıraktı. Ayak ucumdaki boşluğa oturduğunda gözlerim görmek istediğim kişiyi taradı salonda. Esef. O neredeydi?
Sözleri beni uçuruma sürüklemişti.
Bakışlarım hızla Mir'e çevrildi. "Mir, babamın Esef'le-" Bitirmeme müsade etmeden, "Senlik bir şey yok, halledeceğim." deyince afalladım. Zahmet olacak ama bir ayrıntı verseydin! Suratımdaki bozulma ifadesiyle kafamı çevirdiğimde Asaf'la göz göze geldik. Oturduğu yerde toparlandı. "Geçmiş olsun yenge." dediğinde tebessümle başımı salladım. "Sağol Asaf, sende hoş geldin."
"Hoş bulamadım maalesef!" dedi Mir'e gıcık bakış atarak. Anlamadığımı görünce sırıttı. "Sen bayılıp yere düşmüşsün ya, önce bir güzel Esef'i azarlamış. Yok senin yüzünden karımı tutamadım! Yok senin yüzünden karım bayıldı diye." Sesli bir şekilde güldü. Mir sırtını koltuğa yaslayıp kafasını geriye attı. Gözleri kapalıydı. Tepki vermedi Asaf'ın sözlerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECRUH KARANFİL °En Derin Yaram°
Ficción General"Bir kalp ne kadar yara alırsa o kadar sızlıyordu. Benim kalbimse sızlamaktan yorulmuş, sadece kanıyordu..." Naz ÇELİKER 🎲 "Ne b...