Keyifle okumanız dileğiyle,yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.🤗
🎧 Kali Uchis - Fantasy
🕊
"İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur."
Hz.Mevlana
♧
Karanlığa alışıktı gözlerim. Mecazi anlamda değil gerçekten insanların karanlık taraflarına aşina olmuştum zamanla.
Ama bu karanlık uzun zamandır bana bulaşmamışken Mir sayesinde artık her günüm karanlıkta boğulmakla geçiyordu.
Duran arabayla yorgun bir nefes verdim.
"Gözünüzü açabilirsiniz." Sarışın korumanın sözleriyle gözümden kumaşı hırsla çektim. Birkaç saniya ortama alışmaya çalıştı gözlerim.
Ne kadar zaman geçmişti?
Gözlerim fazla karanlığa maruz kalmıştı ve etrafta karanlık olduğu için sanki hala gözlerim bağlıymış gibi hissettim.
Etrafı inceleyip nerede olduğumuzu anlamaya çalıştım ama ağaçlardan ve uzun, sonu görünmeyen bir yoldan başka bir şey görünmüyordu. Koruma arka tarafa dönüp hala baygın olan iki adama bakarken iç çekti. "Sanırım biraz sert vurmuşuz!" dedi ve önüne döndü.
"Eliniz kırılsın inşallah!" dedim mırıltıyla. Duydu ama duymamış gibi davrandı. Arkamızda siyah bir araba durunca gözlerini bana çevirdi. "Buradan düz gidince önünüze yol ayrımı çıkacak. Sağa sapın 3 km sonra tabelalar çıkacaktır."
Bu işte bana kalmıştı. Elimi kontrol ettim. Tamponu iyi uyguladığım için kanaması bayağı azalmıştı. Elimdeki bezi avucuma sıkıca sardım.
"Bu imzayı attıran, daha doğrusu elimi kestiren adamın derdi neydi?" dedim hiç düşünmeden.Koruma elime bakıp, "Çakır Bey basit bir anlaşma yaparak kimseyle çalışmaz. Onunla çalışmak istiyorsa her şeyi hem kazanmayı hem de kaybetmeyi göze almalı." deyince sözlerinin Mir'e olduğunu anladım. "Ha bu arada, Mir Bey'e iletin sakın burayı aramaya kalkmasın çünkü boşuna bir çaba olur."
Başka bir şey demeden arabadan inip arkamızdaki arabanın yolcu koltuğuna oturdu. Araba manevra yaparak geldiğimiz yola dönüp hızla uzaklaştı.
Ayağımın dibine düşen çantamı alıp içinden telefonumu çıkardım. Şebekeyi görünce dumara uğradım. Çekmiyordu telefon. Şimdi kimi arayıp haber verecektim?
Sinirimden akan gözyaşlarımı silerek arabadan indim. Arka koltuğun kapısını açıp önce Mir'in sonra Asaf'ın ensesini kontrol ettim. Hafif şişmişti. Nabızları normaldi. İçim rahatladı. Kollarını çekiştirerek uyandırmaya çalıştım ama tık yoktu.
Başarısız girişimim sonuç vermeyince kapıyı kapattım. Temiz havayı soluyup sakinleşmeyi bekledim. Zira bu sinirle arabayı bulduğum ilk uçuruma sürebilirdim.
Bedenim ürperince şoför tarafına geçip arabayı çalıştırdım. Neyse ki ehliyetim vardı.
Korumanın dediği gibi düz giderken az zaman sonra yol ayrımı çıktı ve sağa saptım. Dikiz aynadan sürekli Asaf ve Mir'i izledim. Kafa kafaya vermiş uyuyorlardı. Koruma doğru söylüyordu çok sert vurmuşlardı. Arabayı büyük bir stres içinde kullanırken sağ tarafımda uzaktan gördüğüm tabelayla şükür çektim. Tabelanın yanına yanaşıp yazıyı okuyunca bulunduğumuz yerin merkeze ne kadar uzak olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECRUH KARANFİL °En Derin Yaram°
General Fiction"Bir kalp ne kadar yara alırsa o kadar sızlıyordu. Benim kalbimse sızlamaktan yorulmuş, sadece kanıyordu..." Naz ÇELİKER 🎲 "Ne b...