Bedel

631 45 19
                                    

"Nisa kızım ben bir şey duydum?" Babamın sözüyle bedenim kaskatı kesilirken Ellimdeki çatalı tabağın için bırakıp, kafamı kaldırdım korkuyla babamın yüzüne çevirdim bakışlarımı.

Kızgın bakmıyordu? Demek ki iyi bir şeydi yani umarım öyledir.

"Ne duydunuz Babacım?" Çatlayan sesimi umursamadan gözlerine bakmaya devam ettim. İçim korkuyla kasılıyordu duyacağım şeyi beklerken.

"Annen söyledi, Hafızlık hakkında bir şeyler öğrenebilmek adına şimdiden Hafızlık okuyan arkadaşlarına danışıyormuşsun. Kızım istersen seni Hafızlık kursuna göndereyim okulunu da dondurursun?" Bu konu kapanmayacaktı benim hayatımı yönetmekten vaz geçmeyeceklerdi. Çabalamak için hiç bir dalım yoktu..

"Beyim kız lise diplomasını alsın hem bakarsın Din kültürü öğretmeni olur Senin hayalini gerçekleştirir" Annem beni kurtarmaya mı çalışıyordu? Daha çok bataklığa sürüklemeye çalışıyordu sadece.

"Din kültürü öğretmeni?" Tereddütle sıraladığı cümleden sonra bakışlarını üstümde hissettim bakışlarımı Örtüden çekip Babama çevirdim.

Yine bana öyle bakıyordu.. Gururlu sanki.. aferin dermiş gibi bakıyordu..

Yine hayatımı kendi istekleri, hayalleri üstünde kuruyor düzenliyorlardı. Bana bile sormadan fikrimi umursamadan beni şekillendirdikleri kalıba sokuyorlardı. İçimdeki o tuhaf his her geçen gün büyüyordu; Kendi Ailemi hiç tanımamışım gibi hissediyordum yabancı hissediyordum kendimi aralarında.

"Nisa ödevim var diyordun sabahtan beri,  odana git yap kızım." Annemin sesiyle irkilerek kendime geldiğimde öfkeli gözlerini umursamadan ayağa kalktım. Afiyet olsun diyerek masadan ayrıldım. Kim bilir yine hangi davranışıma dikkat etmem gerektiğini söyleyip 2 saat söylenecekti.. gerçekten yorulmuştum bütün bunlardan. 

Odama gidip kapıyı kapattım. Çalışma masama ilerleyip sandalyeme oturdum. Test kitaplarımı köşeye çekip altındaki resim defterimi aldım. Ilgın resim çizmeyi sevdiğimi öğrendiğinde almıştı birlikte bir şeyler çizmeye çalışmıştık ama çok garip bir şey ortaya çıkmıştı ve günlerce bununla dalga geçmiştik..

"Nisa" kapının açıldığını Annemin sinirli sesiyle fark ettiğimde irkilip telaşla resim defterimi masanın köşesine düşürdüm.

Yanıma yaklaşan sinirli bedenle korku bedenimi sararken sakin kalmak için Ilgın'ı düşündüm, bana Bakışını Her zaman yüzünde taşıdığı O güzel Gülümsemesini..

"Terbiyesiz" yüzüme yediğim Tokatla başım yana düşerken yanağımın kızardığını hissediyordum. Artık bir şey hissetmiyordum, ne hayal kırıklığı ne de üzüntü.  Hep ne  derdi Annem; Severim de döverim de, o hayatı boyunca sadece dövmeyi tercih etmiş olsa da..

"Sen utanmıyor musun Babana yalan söylemeye he?" Kısık tutmaya çalıştığı sesiyle Yüzüme tükürükler saçarak konuştuğunda korkuyla kalbim kıyıldı. Ilgın'ı öğrenmiş miydi?

"İlknurmuş kimi kandırıyorsun Sen?  Yalan söylemeye de başladın he! Dilini koparırım senin çeki düzen ver kendine Nisa" kolumu sıkan Elleri canımı yaksa da, ağzından dökülen  Zehir gibi Sözleri kalbimi zehirliyordu.

"Babana söylemedim diye arkandayım sanma! Sırf sen gözümün önünde ol diye seni göndermedim yurda. Yanımdayken bunu yapan, dışarda neler yapar Allah bilir" her bir sözü yüreğime hançer saplarken sesiz kaldım gitmesi için. Yoksa kendimi tutamayıp ağlayacaktım. 

Bu ben değildim. Anneme asla yalan söylemezdim hepsi benim hatamdı. Yalan söylemeseydim Annem bu kadar kızmayacak kırılmayacaktı tam bir aptaldım..

Her şeyin en kötüsünü hakkediyordum her şeyin..

Acı veren kalpsizlerden olamazdın                                          |GxG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin